İzmir EBSO, en büyük 100 şirketi açıkladı

EBSO, en büyük 100 şirketi açıkladı

Paylaş
EBSO, en büyük 100 şirketi açıkladı

EBSO, en büyük 100 şirketi açıkladı

EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), 'üretimden satışlar' kriterine göre 100 büyük firmayı online gerçekleştirilen toplantıyla açıkladı.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, online toplantıda konuştu. Üretimden satışlar kriterine göre, 100 büyük firmayı açıkladı. Kar eden firma sayısının 84, ARGE yapan firma sayısının 60, yabancı sermayeli firma sayısının 27, zarar bildiren firma sayısının ise 16 olduğunu belirtti. 100 büyük firmanın üretimden satışlar rakamının yüzde 79.6'sının kimya, gıda ve demir-çelik-metal-döküm sanayide yoğunlaştığını belirtti. Yorgancılar, 100 büyük firmanın ihracat rakamının yüzde 69.3'ü kimya, gıda ve taşıt-otomotiv yan sanayi tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. Bir önceki yıla göre 100 büyük firmanın üretimden satışlarının yüzde 13, net satışları yüzde 14, diğer satışları yüzde 19 arttığını kaydetti. Üretimin net satışlar içindeki payının yüzde 92 olarak gerçekleştiğini belirtti. 100 büyük firma ihracatının üretimden satışlar içindeki payı yüzde 33 olduğu, net ithalatçı görünümünü artırarak koruduğunu kaydetti.
Pandemide sektörlerin ihtiyaç duyduğu ürünlerin Türkiye'de üretilmesini sağlayarak yerlileşmek ve katma değeri artırmak zorunda olunduğunu belirten Yorgancılar, Türkiye'nin Gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) içinde ARGE harcamalarının payının yüzde 1'in altına düştüğünü, en büyük üreticilerin ise ARGE harcamalarının net satışlar içindeki payının binde 36'da kaldığını kaydetti.
Borç- özkaynak oranının firmaların finansman ihtiyacını özkaynaklarıyla mı yoksa borç yoluyla mı giderdiğini anlamayı sağladığını dile getiren Yorgancılar, "EBSO 100 büyük firmada özkaynakların payı, son 10 yılın en düşük verisi olup, yüzde 19.5'e kadar geriledi. 2019 İSO 500'de yüzde 32'dir. Özkaynak oluşturmada firmalar zorlanmaktadır. Kaynak yapısı içerisinde borçların oranının her yıl yükselerek yüzde 80.5'e ulaşması, çarpıklığı göstermesi açısından da önemlidir. Yüksek oranda artan kur, artan maliyetler mali açıdan kırılganlığı artırırken, borçlanmayı beslemektedir. Yıllar itibari ile artan bir şekilde faaliyetler borçla sürdürülmektedir. Reel sektörün 155 milyar dolarlık net döviz pozisyonu açığı ile birlikte ele alındığında, kur artışının ciddi kambiyo zararına neden olduğu da dikkate alınmalıdır" dedi.
Dünya ihracatının yaklaşık yüzde 70-80'lik bölümünün imalat sanayi ürünlerinden oluştuğunu belirten Yorgancılar, "O nedenle öncelikle, sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldığımızı kabul etmemiz gerekiyor. İstihdam oluşturamıyoruz. İşsizlik, en acil çözüm bekleyen konumuz. Kalıcı çözüm sanayidir. Bilgi bazlı sanayileşmede programları hayata geçiremiyor, nitelikli toplumdan uzaklaşıyoruz. Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon kıskacındayız. Kurlarda sağlanamayan istikrar, şirket bilançolarını bozuyor. PMI ve güven endekslerinde istikrar sağlanamıyor. İthalata bağımlılık hedeflenen düzeye çekilemiyor. CDS risk primi Türkiye algısını kötüleştiriyor. İhtiyacımız olan doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 18 azalıyor ve Türkiye rakipleri karşısında cazibesini kaybediyor. Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler güven vermiyor, istikrar kazanamıyor. Gelişmiş ülkeler dijitalleşme, döngüsellik, yeşil ekonomi kapsamında geleceğe yönelik planlamalar yaparken; biz mevcut durumu, korumakta zorlanıyoruz. Aşı teminine ilişkin belirsizlikler süreci yavaşlatıyor" dedi.
Önerilerde bulunan Yorgancılar, "Tedarik zincirlerindeki kırılmalar dikkate alınarak yabancı sermayeli doğrudan yatırımlar için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve katma değer oluşturanlara özel teşvikler sunulması, ihracat seferberliği başlatılarak kapsamlı destekler açıklanması, yeni pazarlar için rehberlik yapılması ve komşudan tedarik ve yakın pazarların önceliklendirilmesi, yeni döneme hazırlık için KOBİ'lerin dijitalleşmesi yönündeki teşviklerin çeşitlendirilmesi, istihdam sağlayan büyüme için yerli üretim hamlesi kapsamında; sanayi ve tarım yatırımları seferberliğine odaklanılması, ekonomik ve toplumsal risk barındıran işsizliği önlemek için mevcutlara 1 yıl SGK primi muafiyeti, yeni işe alınanlara da gelir vergisi muafiyeti sağlanması, firmaların devletten hak edilmiş tüm alacaklarının; nakit, tahvil, bono gibi yöntemlerden biri ile ödenmesi gerekmektedir. Ülkenin gücü üretimden, üretim yatırımdan ve yatırım uygun makro ortamdan beslenir. Bu ortamın cazip hale getirilmesi faydalı olacaktır" dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yorgancılar, pandemi döneminde yabancı sermayeli firmaların sayısıyla ilgili soruya, "Türkiye'de geçen sene yabancı sermayeli yatırım 6.8 milyar dolardı. Hindistan ve Brezilya, 33 milyar ve 53 milyar dolar civarı yatırım almış. Dünyada para çok fazla. Gidecek adres arıyor. Bu adresin güvenli, istikrarlı, huzurlu, adaletli olması lazım. Para, bütün bunların olduğu yerlere akıyor. 2005, 2006, 2007, 2008'de Türkiye önemli yabancı sermaye yatırımları aldı. Bugün de alabiliriz ama almamız için içeride huzurun sağlanması, adalet reformunun olması gerekiyor. Güven ortamı olduğu takdirde bizim ülkemiz de alır. Ülkemizin konumu Hindistan ve Brezilya'dan çok daha iyi konumda" yanıtını verdi.
Üretimden satışlara göre ilk 10 firma ise şu isimlerden oluştu: 1- Star Rafineri A.Ş., 2- TÜPRAŞ, 3- PETKİM, 4- İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş., 5- Phılsa Phılıp Morrıs Sabancı Sigara ve Tütüncülük San. ve Tic. A.Ş., 6- Torbalı ŞB. Jtı Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş., 7- Abalıoğlu Yağ San. ve Tic A.Ş., 8- Pınar Süt Mamulleri Sanayii Anonim Şirketi, 9- BMC Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.- İzmir Pınarbaşı ŞB., 10- Kocaer Haddecilik San. ve Tic. A.Ş.- Aliağa ŞB.

Kadir ÖZEN / İZMİR, DHA)
FOTOĞRAFLI

Haberin Devamı