Kışın alınan kiloları yaza girerken vermenin 10 yolu

Kışın hepimiz kilo aldık. Yaza girerken elbette kilo vermeye çalışıyoruz. Peki bu güzel havalar iştahımızı açarken nasıl olacak da kilo vereceğiz. Kışın alınan kiloları yaza girerken vermenin yollarını anlattık. Kalori saymak, bazı besin gruplarını yasaklaak ve her akşam evde yemek pişireceğini iddia etmek, uygulanabilir gibi görünse de sürdürülmesi çok zor bir metot. Gerçek dışı hedeflerden oluşan çözüm planın fazlasıyla fedakârlık gerektirdiği için seni başarısızlığa sürüklüyor. Üstelik suçluluk duyduğun için, kendini daha iyi hissetmek adına yememen gereken yiyeceklere yöneliyorsun. Bu nedenle kendine gerçekçi hedefler koymalısın. Kolay acıktıran, yedikçe yediren basit şekerli ve beyaz un ile yapılmış hamur işi yiyecekler hayatımızdan çıkarılmalı. Tok tutan ve yağ yakımına yardım eden yiyecekleri yani kalsiyum, protein ve probiyotik içerdiği için yoğurt veya kefir, lif içeriği zengin lahana, brokoli, kabak ve diğer sebzeler, protein kaynakları olan et, tavuk, hindi, balık ve yumurta sayılabilir. Yeşil çayın da güçlü antioksidan ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisi bulunuyor. Yeşil çay aynı zamanda ödem attırıyor ve sindirimi kolaylaştırıyor. 1 bardak suyun içine 1 yemek kaşığı elma sirkesi eklenerek yemekten önce içilebilir. Bunun yanı sıra doktora danışılması durumunda bir öğününden yarım saat önce greyfurt da tüketilebilir. Ayrıca porsiyon kontrolünü doğru yapmak üzere ceviz, fındık, badem, tam tahıllar da tok tutucu etkiye sahiptir. Kavun karpuz gibi serinleten meyvelerin yanı sıra kiraz, erik, çilek, üzüm gibi taneli meyvelerin de su oranı ve vitamin mineral değerleri oldukça yüksek. Fakat bu meyvelerin tüketiminde aşırıya kaçılmamalı. Günlük ihtiyacımız ortalama 2-3 porsiyondur. Kavun–karpuzun 1 porsiyonu; orta boyun 3 parmak kalınlığında 1 dilimidir. Taneli meyvelerin 1 porsiyonunu ise 1 küçük kâse dolusudur. Günlük ulaşman gereken kalori miktarın bin 200’ken sen bunun altında yiyorsan, kilo almanın çok daha hızlı olduğunu söylemek zorundayız. Az yediğini düşünerek aslında hata yapıyorsun. Yeterince yemeyerek kendini aç bırakıp aslında metabolizmanı yavaşlattığının farkında değilsin. Yeterli miktarda kalori almadığında, vücudun açlık moduna giriyor. İhtiyaç duyulan miktarda besin ve kalori almadığında oluşan açlık modunda, vücudun, enerji üretebilmek için kaslarını kullanmaya başlıyor. Hızlı çalışan bir metabolizma için daha fazla kas kütlesine ihtiyaç duyduğunu da hesaba katarsak, kaybın iki katına çıkmış oluyor. Düşük karbonhidrat diyetiyle karşılaştırılırsa, yüksek yağlı diyetler, senin için çok daha yararlı. Bunun en büyük sebebi de, yağsız tüm karbonhidratlar çok daha çabuk sindiriliyor; bu da kan şekerini etkiliyor ve çabuk düşmesine neden oluyor. Yağ çok önemli çünkü sindirimini yavaşlatıyor. Susuzlukla açlığı karıştırmamak gerek. Eğer sürekli atıştırma ihtiyacındaysan aslında yeterince su içmediğin için. Yorgunken daha çok yiyorsun. Uyku sorunun varsa bunu halletmeye bak. Çünkü iyi uyuyamayanlar, her zaman kilo almaya daha elverişlidir. Dinlenen vücut, kalori tutmaz. Diğer yandan, restoran yemekleri de muhakkak diyetini bozmak zorunda değil. Dışarıdaki seçeneklerinin sadece patates kızartması ve tavuk kanat olmadığını hepimiz biliyoruz. Dışarıda yediğin bir öğünü sıradan bir öğün olarak gör ve seçimini ona göre yap. Yani tıpkı evde yapacağın gibi, proteinden oluşan ana yemeğinin yanına brokoli gibi lif zengini bir besin ya da salata iste. Böylece daha uzun süre tok kalabilir, öğün aralarında da sağlıksız yiyecek krizlerine girmezsin. İş yemeği veya davetlerine gittiğinde ise, organizasyona katılmadan önce kendi sınırlarını belirle (örneğin, “Sadece bir kadeh içeceğim ve iki çeşit kanepe yiyeceğim” gibi). Alpert, böylece davet esnasında “Yesem mi, yemesem mi?” ikileminin önüne geçeceğini ifade ediyor. Bu taktiğin bir artısı daha var: Yasak baskısını ortadan kaldıran ve iyi hissettiren beyin sinyalleri sayesinde, zorlanmadan sağlıklı bir beslenme modeli oluşturabilir ve hedefine rahatça ulaşabilirsin.