Sureler Kasas Suresi 24. Ayet Okunuşu, Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (Kasas Suresi 24. Ayeti Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Kasas Suresi 24. Ayet Okunuşu, Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (Kasas Suresi 24. Ayeti Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Paylaş
Kasas Suresi 24. Ayet Okunuşu, Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (Kasas Suresi 24. Ayeti Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Kur’an-ı Kerim'de yer alan Kasas Suresi, okunuşu ve detaylı anlamı ile sıkça merak edilen surelerden biridir. Toplam 88 ayet içeren bu sure, "el-Kasas" kelimesi sayesinde adını kazanmıştır. Bu kelime, Kur’an içerisinde geçen çeşitli olay ve kıssaları ifade eder. Kasas Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş olup, içerisinde Kârûn kıssası gibi, dünya malına ve güce aşırı bağlanmanın yıkıcı sonuçlarına dikkat çeken hikayeler yer almaktadır. Bu sure, özellikle küfrün ve maddi bağımlılığın tehlikelerine ışık tutar.

Kur'an'ın iniş sırasına göre 46. sırasında yer alan Kasas Suresi, Hz. Musa'nın hayatının erken dönemlerinden başlayarak, peygamberliğini ve Musevileri Mısır'dan kurtarışını anlatan ayetler içermektedir. Bu sure, aynı zamanda Firavun ve onun güçlü ordusunun nasıl mağlup olduğunu ve denizde boğulduğunu detaylandırır. Özellikle zorluklardan ve sıkıntılardan kurtulmada büyük faziletler taşıdığına inanılan Kasas Suresi, dini ve tarihi açıdan önemli bilgiler sunar.

Haberin Devamı

 

KASAS SURESİ 24. AYET TÜRKÇE ve ARAPÇA OKUNUŞU

Kasas Suresi 24. Ayeti:Fe seka lehuma summe tevella ilez zılli fe kale rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fakir.

KASAS SURESİ 24. AYET ANLAMI - MEALİ (DİYANET)

Kasas Suresi 24. Ayet Anlamı: Bunun üzerine Mûsâ, onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekilip, “Ey rabbim! Bana lutfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” diye niyazda bulundu.

KASAS SURESİ YİRMİ DÖRDÜNCÜ AYET ARAPÇA YAZILIŞI

KASAS SURESİ 24. AYET TEFSİRİ

Medyen, Akabe körfezinin kuzeyindeki Maan yakınlarında, Mısır’a yaya yürüyüşü ile sekiz günlük mesafede bulunan eski bir şehirdir (bilgi için bk. A‘râf 7/85). Buranın halkı Arap asıllı olduğu için Hz. Mûsâ’nın soyundan olan İbrânîler’e hem ırk hem de dil bakımından yakındılar, dolayısıyla ona yardım etmiş olmaları tarihen mümkündür. Tefsirlerde anlatıldığına göre Hz. Mûsâ’nın Medyen suyu başında gördüğü iki kadın Medyen halkına peygamber olarak gönderilmiş olan Şuayb aleyhisselâmın kızları olup, ancak halk hayvanlarını sulayıp kuyunun başından ayrıldıktan sonra hayvanlarını sulayabiliyorlardı. Bunların Şuayb’ın kardeşi oğlunun veya Medyen halkından sâlih birinin kızları olduğuna dair rivayetler de vardır (bk. Abdülvehhâb en-Neccâr, s. 202-204). Kızlar, Mûsâ’nın sorusu üzerine kendilerinin güçsüz, babalarının da ihtiyar olduğunu söyleyerek dolaylı bir şekilde yardım istemişlerdir. Hz. Mûsâ’nın, “Ey rabbim! Bana lutfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” şeklindeki duasından o sırada onun da yalnız ve desteksiz kaldığı, yardım ve himayeye muhtaç olduğu anlaşılmaktadır (bk. İbn Âşûr, XX, 103).

Haberin Devamı


Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 223