Egzersiz - Diyet 'Neden kilo veremiyorum? Üstelik mutsuzum!' sorunuzun yanıtı yanlış diyet listesinde gizli!

'Neden kilo veremiyorum? Üstelik mutsuzum!' sorunuzun yanıtı yanlış diyet listesinde gizli!

Paylaş
'Neden kilo veremiyorum? Üstelik mutsuzum!' sorunuzun yanıtı yanlış diyet listesinde gizli!

Kilo vermek için yapılan diyetlerin hücre ve beden yapınıza, ihtiyaçlarınıza uygun olması gerekiyor. Aşırılıklardan, keskin yasaklardan, tek tip beslenmeden ve bedensel ihtiyaçlarınıza aykırı önerilerden uzak olması gereken diyetin bir diğer kilit noktası ise sürdürülebilir olması. Çünkü dönemsel, katı diyetler yaşam tarzına dönüştürülemez. Oysaki diyetin ortalama biçimde uygulanabilir olması gerekir. Bölgesel, kültürel ve bireysel farklılıkların dikkate alınmadığı, dengeli olmayan bir diyet uzun vadede sürdürülebilir olmaz; üstelilk kilo vermek yerine kilo almanıza bile neden olabilir! Ayrıca bazı hatalı programlar, farklı hastalıkların tetiklenmesine bile yol açabilir!

Tıbbi Biyokimya Uzmanı Doç. Dr. Hasan Basri Savaş, diyette doğru bilinen yanlışları açıklarken, "Doğru olmayan diyet kilo almanıza neden olabilir" dedi. Çünkü hatalı diyetler kısa vadede kilo verdirse bile uzun vadede hem sürdürülemiyor ve verilen kilolar geri alınabiliyor hem de çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Örneğin karbonhidrattan kısıtlı beslenme depresyona dahi yol açabiliyor! Peki doğru diyeti nasıl bulacağız?

Haberin Devamı

Kilo vermek için yapılan diyetlerin keskin yasaklardan, tek tip beslenmeden ve bedensel ihtiyaçlara aykırı önerilerden uzak olması gerekiyor. İyi bir diyetin önemli bir başka kilit noktası ise sürdürülebilir olması. Aksi durumda yaşam tarzına dönüştürülemiyor. İyi bir perhiz listesinde bölgesel, kültürel ve bireysel farklılıklar dikkate alınıyor. Diyetiniz kilo vermenize değil, aksine kilo almanıza neden oluyorsa ya da kendinizi sürekli halsiz, enerjisiz hissediyorsanız, o diyet sizin için doğru bir diyet değildir. Her ne kadar sosyal medyada sürekli zararlarından bahsedilse de dengeli alınan karbonhidratların da vücut sağlığında büyük önemi var. Çünkü karbonhidratlar aynı zamanda zihinsel sağlığımızı da destekliyor. Detayları, Tıbbi Biyokimya Uzmanı Doç. Dr. Hasan Basri Savaş'tan öğreniyoruz.

Haberin Devamı

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Basri Savaş; karbonhidrat, protein ve yağ besin ögelerinin vücutta çok sayıda önemli yapısal ve işlevsel görevleri olduğunu belirterek, “Bunların bir kısmının neredeyse tamamen yasaklandığı veya bir kısmının sınırsız gibi önerildiği diyet modelleri dengeli beslenmeden ve sürdürülebilir olmadan uzaktır. Bu tür diyetler kısa vadede kilo verdirse bile uzun vadede hem sürdürülemez ve verilen kilolar geri alınabilir hem de çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.

“KARBONHİDRATTAN KISITLI BESLENME DEPRESYONA YOL AÇABİLİR”

Doç. Dr. Hasan Basri Savaş, “İnsan hücresinin ve vücudunun yapısında karbonhidrat (şeker), lipid (yağ) ve proteinler çok miktarda bulunmaktadır. Bu besin ögelerinin çok sayıda önemli yapısal ve işlevsel görevleri vardır. Bunların bir kısmının neredeyse tamamen yasaklandığı veya bir kısmının sınırsız gibi önerildiği diyet modelleri dengeli beslenmeden ve sürdürülebilir olmadan uzaktır." diyor ve bu diyetlerin zararlarından bahsediyor.

Bu tür diyetler kısa vadede kilo verdirse bile uzun vadede hem sürdürülemez ve verilen kilolar geri alınabilir hem de çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir. Örneğin karbonhidrattan kısıtlı beslenme depresyona yol açabilir. Biyokimyasal olarak, vücutta şeker, yağ ve protein kısıtlı miktarda birbirine dönüşebilir. Ancak bu dönüşüm, hayati fonksiyonları korumak için çok kısıtlı miktarda ve kısa vadeli bir çözümdür. Uzun süreli besin kısıtlamaları çeşitli ciddi hastalıklara yol açabilir.

Haberin Devamı

YÜKSEK KISITLAMALI DİYETLER, BAZI ÖZEL HASTALIKLARIN TEDAVİSİNE YÖNELİK

Dengeli, doğal ve içeriğinden emin olunan bir beslenme ile sağlıklı ve uzun süreli bir yaşam tarzına kavuşulabileceğinden bahseden Doç. Dr. Savaş, "Bütün bu gerçeklere karşılık, ciddi protein, yağ veya karbonhidrat kısıtlamaları içerebilen, ketojenik ve protein benzeri diyetler genellikle kronik, ağır hastalıklarda vücutta oluşan kusurlara karşı önlem olarak, tedavi amaçlı kullanılıyor” diye konuştu.

Bu noktada, Doç. Dr. Savaş'ın açıklamalarından sağlıklı bireyin bu tür kısıltmaları olan diyetlerden uzak durması gerektiğini anlıyoruz.

“HER İNSANA ISRARLA AYNI ÖNERİLERİ YAPMAK YANLIŞ OLABİLİR”

Haberin Devamı

Doç. Dr. Hasan Basri Savaş, sağlıklı bir diyette olması gereken özellikleri sıralıyor.

  • Hücre ve beden yapımıza, ihtiyaçlarımıza uygun olmalıdır.
  • Dengeli olmalıdır. Aşırılıklardan, keskin yasaklardan, ihtiyaçlarımıza aykırı önerilerden uzak olmalıdır.
  • Sürdürülebilir olmalıdır. Dönemsel olmamalıdır. Yaşam tarzına dönüşebilmeli, daima ortalama bir biçimde uygulanabilir olmalıdır.
  • Bireysel, kültürel, bölgesel farklılıkları dikkate almalıdır. Dünyanın her bölgesine ve bir bölgedeki her insana ısrarla aynı önerileri yapmak yanlış olabilir.
  • Genel hatları doğru belirlenmiş, detayları bireyselleşmeye müsait olmalıdır.
  • Vücudun ihtiyacı olan makro ve mikro besinleri ve suyu yeterli ve doğal biçimde almamızı sağlamalıdır.

“SAĞLIKLI İNSANLARA AYNI MODELİ ÖNERMEK DOĞRU DEĞİLDİR”

Doç. Dr. Savaş, diyabette, epilepside, diyalize bağımlı böbrek yetmezliğinde bazı besin öğelerinin kısıtlaması gündeme gelebileceğini belirtiyor.

“Fenilketonüri ve benzeri birçok doğumsal metabolik hastalıklarda, gluten enteropatisinde özel beslenme biçimleri önerilebilir. Fakat bu öneriler tedavinin bir parçasıdır ve hastalarla sınırlıdır. Sağlıklı insanlara aynı modeli önermek doğru değildir. Sağlıklı insanlara önerilen kısıtlı diyetler uzun vadede fayda yerine zarar verecektir."

KETOJENİK DİYET UYGULARKEN DİKKAT!

Ketojenik diyetler bir sağlık profesyoneli tarafından uygulanmadığında kısa vadede ağırlık kaybı sağlıyor gibi görünse de uzun vadede dehidratasyona, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara yol açabiliyor. Doç. Dr. Savaş tek besin üzerinden yapılan diyetlerle ilgili uyarıda bulunuyor.

"Tek bir makro besin ögesinin yoğunlukta tüketildiği hiçbir diyet türü sağlıklı ve sürdürülebilir değildir. Sağlıklı beslenmede amaç dengeyi ve çeşitliliği sağlamaktır. Ketojenik diyetin ortaya çıkış amacı da kilo vermek değil, ağır epilepsi hastası olan çocuklarda tedaviye destek olmaktır."

Haberin Devamı

“HASTALIKLARA GİDEN SÜREÇLER TETİKLENİR”

Savaş, temel besin ögelerini kötü ve yasaklı göstermek yerine, doğal ve sağlıklı kaynaklardan yeterli miktarlarda alımını teşvik etmek daha doğru olacağını belirtiyor.

“Örneğin, yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren aşırı işlenmiş bir besinden karbonhidrat alımı yerine, doğal, lifli ve kompleks yapılı bir tahıl, bakliyat, sebze veya meyveden yeterli miktarda karbonhidrat alımı önerilmelidir. Bu sayede kan şekeri hızlıca yükselmez. Glikoz toleransı bozulmaz. Hastalıklara giden süreçler tetiklenmez. Hücrelerin, dokuların, organların ve sistemlerin yapısı korunur."

Sürdürülebilir diyet modeli olarak taze meyve, sebze ve tam tahıllardan zengin, sağlıklı yağ kaynağı olarak zeytinyağının önerildiği Akdeniz diyetinin hastalıklardan korunmada oldukça önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Savaş, Koruyucu hekimlik için; doğal yapılı, dengeli ve yeterli miktarda beslenmeyi içeren sağlıklı bir diyet modeli yaşam tarzına dönüştürülmeli ve daima sürdürülmelidir. Bu prensipler çerçevesinde her kişi önerilen tüm diyet modellerini inceleyerek en doğru kararı kendisi verebilir” şeklinde konuştu.