Cem Kerpiççiler Bıktım bu tarihi geçmiş yayıncılık anlayışından!
HABERİ PAYLAŞ

Bıktım bu tarihi geçmiş yayıncılık anlayışından!

Bıktım bütün derdi bir şekilde yönetime girdikten sonra kamera karşına geçip meşhur olma derdine düşen yöneticilerden. Bıktım artık kulüpten çok kendi hikayeleri üzerinden cümle kuran tiplerden. Bıktım artık 'oyun'a dair cümle kurmak yerine 'düşman' üreterek kendi basiretsizliğini kapatma yoluna giden Başkan, yönetim kurulu üyesi, basından sorumlu kulüp yöneticilerinden...

'Futbol'u sever gibi yapıp kendine aşıklardan...
Bıktım artık bu hiçbir yere varmayan söylemleri bu içerikleri üretenlerin kocaman fotoğrafları ile sayfalarına yer verenlerden. Karşılıklı bu birbirin besleyen ve bizi çaktırmadan hissettirmeden çölleştirip ölüme götüren anlayışa cevaz verip ortak olanlardan. Kavga, gürültü, olay, karşılıklı restleşme üzerinde günü kurtarıp 'futbol'u sever gibi yapıp kendine aşıklardan...

Oyunu seven bir çocuğun gözyaşları

Haberin Devamı


Yukarıdaki iki paragrafı yazdıran neden Hürriyet'ten Ahmet Ercanlar'ın kenarda köşede kalan minicik bir haberiydi. Akhisar Belediyespor maçı sonrası Fenerbahçeli futbolculardan imza almak isterken ezilme tehlikesi yaşayan Baray adlı çocuğu, Vitor Pereira'nın teselli etmesini anlatıyordu. Aslında hikaye bu teselliden çok Baray'ın her geçen gün kirlettiğimiz oyuna olan ilgisiydi. Fenerbahçeli futbolcular Akhisar Belediyespor maçı sonrası takım otobüsüne binerken, Baray adlı bir çocuk sarı lacivertli oyuncularla fotoğraf çektirmek için babasıyla birlikte yanlarına gitmişti. Ancak bu sırada oluşan küçük çaplı izdihamda küçük çocuk ezilme tehlikesi geçirmişti. Yaşadığı olayın ardından çok korkan Baray, gözyaşlarına boğulurken, babası kendisini teselli etmeye çalışmıştı. Çocuğun ağladığını gören Fenerbahçe'nin medya sorumlusu Fatih Demirkol hemen devreye girmişti. Çocuğu, babasıyla birlikte soyunma odasına götüren Fatih Demirkol, onları teknik direktör Vitor Pereira ile bir araya getirmişti. Pereira minik Baray ile yakından ilgilendi ve fotoğraf çektirmişti.

Baba, oğul ve Fenerbahçe sevgisi üzerine bir hikaye


Kısacık haberde Baray'ın nereden geldiği, nasıl Fenerbahçeli olduğu, bu oyununa dair tutkusu, babasının düşünceleri elbette yoktu. Biz oyunun neden bu kadar sevildiğine dair bu tür hikayeler yerine başkanların birbirlerine hakaret edercesine verdikleri demeçleri okumak zorunda kalıyoruz. Oysa Ahmet Ercanlar, Baray'ın babasının soyunma odasında hüngür hüngür ağladığını söylüyordu. Baba, oğul ve Fenerbahçe sevgisi üzerine bir hikaye okuyamadığımız için ağlamalı mıyız bizde? Yoksa bu tarihi geçmiş yayıncılık anlayışına dair sesimizi mi yükseltmeliyiz? Karar sizin...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder