Giriş
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, acımasız bir şekilde devam ediyor. Ukrayna halkı perişan bir vaziyette ama Rus halkı sosyal medya bağlantıları kesildiği için bu vahşeti göremiyor. 2 milyon kişi komşu ülkelere kaçarken, genç kadınlar silahlanıp ülkelerini korumaya çalışıyor, bir bölümü de savaş giysileri üretiyor. Peki Batı ne yapıyor? Rusya’ya yaptırım, Ukrayna’ya silah ve mali yardım.
Taraflar arasında tarafsız kalmaya çalışan Türkiye ise Antalya Diplomasi Forumu ile tüm dünyanın dikkatini Antalya’ya çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kuleba’nın bu forum çerçevesinde bir masada oturmalarını sağlayarak barış için önemli bir adım attılar. Tarafların masada Çavuşoğlu’nun da bulunmasını istemeleri ise bizim için ayrı bir itibar kaynağıydı. Ancak buluşma, Belarus sınırındaki buluşmalar gibi sadece rütbe farkıyla hiçbir somut sonuca ulaşmadan bir buçuk saatte bitti. Akşam da Erdoğan tarafından Joe Biden’a bilgi verildi tabii.
ARABULUCULUĞA AÇIĞIZ
Ortak basın açıklamasını da özetleyeyim:
Kuleba: “Ben çözüm için geldim. Tabii savaşı hemen durduramayız ama Rusya’nın ilaç ihtiyacımız için insani koridor açılmasına izin vereceğini ümit ediyorum.”
Lavrov: “Çözüme yönelik her girişimi destekleriz. Bu buluşmaya da Erdoğan ve Putin arasındaki telefon görüşmesinde karar verildi. Şartlar sağlanırsa, Putin, Zelenski ile de görüşebilir. Ayrıca biz söylendiği gibi çocuk hastanesi vurmadık. Orası bir askeri üsse çevrilmişti. Bunu da bilin.”
Çavuşoğlu: “Her gün akan kan ve gözyaşı artıyor. İlk toplantıda mucize beklenmemeli. Şimdilik en önemli konu insani koridorun açık tutulmasına karar verilmesidir. İstenirse, her arabuluculuk teklifine de açığız.” Antalya’da sonuç bu sevgili okurlar. Görünen o ki; Ukrayna yıkılmaya, kan akmaya, canlar gitmeye devam edecek. Çok yazık…
iZLEYELiM
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, “Cumhurbaşkanımızın, 14 Mart Tıp Bayramı’nı nasıl kutladığını izleyelim” derken başta, “Giderlerse gitsinler” denilen hekimler olmak üzere, sağlık çalışanlarının özlük haklarında önemli bir iyileştirme olacağı müjdesini verdi galiba. Dilerim öyledir. 14 Mart’la ilgim yok ama ben izleyeceğim. İnşallah müjdenin gerçekleşmesi aylar sonra başlamaz.
Bayan Çiller’e
Eski Başbakan Tansu Çiller’in birdenbire siyaset aşkı kabardı. “Ben artık milletime bir şeyler vermek istiyorum. Tecrübelerimi paylaşmak istiyorum” diyerek yola çıktı ve bu yolda ilk olarak Adalet Partisi Başkanı Vecdet Öz’ü kahveye çağırdı. İçilen kahvenin Süleyman Demirel hatırını bahane ederek de yukarıdaki nedenle AP’ye katılmak ama başkan olarak katılmak istediğini söyledi. Doğal olarak da kabul görmedi tabii. Bayan Çiller, Türk halkı yaşattıklarınızı, yaşatamadıklarınızı çok iyi biliyor. Sustuğunuz zamanları da… Yani, Türk halkının size ihtiyacı yok artık. Eskisi gibi oturun köşenizde. Merak etmeyin, tarih sizi yine de yazacaktır. Hem de en doğrusuyla…
