Giriş
İtalyan, botanist, ressam, mimar, astronom ve daha birçok şey olan Leonardo da Vinci’nin meşhur ve gizemli ‘Mona Lisa’sının başına gelenleri yeni öğrendim. Hemen size de anlatmam gerek! Da Vinci, bu yağlı boya tabloyu 1500’lü yılların başında yaptı ve tablodaki kadın gerçek biri mi yoksa hayal ürünü mü hâlâ tartışılıyor. Gerçek veya değil bilmem ama o dünyanın en ünlü kadını…
1911’ın sıcak bir ağustos gününde Mona Lisa tablosu, Paris’teki Louvre Müzesi’nde ikamet ettiği duvardan çalınır. O zamanlar güvenlik kameraları da olmadığından hırsızların işi bir tık daha kolay olmalı. Bu olay öncesinde de Louvre’dan çalınan heykellerin haddi hesabı yok.
Müze yetkilileri hırsıza bir çağrıda bulunur; eğer tabloyu geri getirirse onu cezalandırmayacaklarını üzerine bir de para vereceklerini duyururlar. Aradan bir yıl geçer, iki yıl geçer Mona Lisa’dan bir haber çıkmaz. Belki memnundur seferinden; bir müzenin duvarında, herkesin gözü önünde bir yaşam istemiyordur belki, kim bilir… Son derece gizemli bir kadın olduğundan bunun cevabını öğrenemeyeceğiz.
Hırsız mı yoksa kahraman mı?
Mona Lisa’nın artık geri dönmeyeceğine inanmaya başlayan müze yetkilileri konuyu kendi içlerinde kapatmaya karar verirken bir gelişme olur. Bir adamın Mona Lisa’yı Floransa’daki Uffizi Galerisi’ne satmak istediği duyulur. Bu satışı yapmaya çalışan adam tabloyu çalanın da ta kendisidir. Maske düşer ve altından Louvre Müzesi çalışanı İtalyan Vincenzo Peruggia çıkar. Vincenzo’nun kendine göre haklı sebepleri vardır. Yersen…
Hırsız Bey, milliyetçi duygularına yenik düştüğünü ve tablonun yapıldığı ülkede sergilenmesini istediği için çaldığını söyler. Peki, sorarım size beyefendi, madem çok iyi niyetlisiniz neden galeriye parayla satmaya çalıştınız? Hediye etseydiniz hırsız değil kahraman olurdunuz. Haha! Bir de iki yıl boyunca Paris’teki evinde saklamış tabloyu. Tam bir deli!
Picasso’nun adının karıştığı bir suç!
Mona Lisa, o yıllarda dünyaca ünlü bir eser değildi ancak bu hırsızlık olayından sonra ünü yayıldı da yayıldı. Bu arada tablo çalındığında şüphelilerden biri kimdi dersiniz? Pablo Picasso! İnanılır gibi değil ama gerçek. Picasso, uzaktan tanıdığı gazeteci Géry Piéret’den heykel satın alır. Picasso’nun bilip kulağının üstüne yattığı ya da gerçekten bilmediği bir şey vardır ki, Piéret o heykelleri Louvre Müzesi’nden çalmıştır.
Peki, o dönem önüne gelenin Louvre’dan eser çalmasına ne demeli? Heykellerin Picasso’da olduğu bir şekilde ortaya çıkar, çünkü bilirsiniz ki hiçbir sır sonsuza dek saklanamaz. Picasso adının gizli kalması şartıyla müze yetkililerine heykelleri geri verir ancak bu ortadan kaybolan Mona Lisa için onu şüpheli yapmaktan kurtarmaz.
