Güney Öztürk Tayvan'dan alınacak ders
HABERİ PAYLAŞ

Tayvan'dan alınacak ders

Çin-Tayvan krizinden çıkarılacak dersler var. Öncelikle, ‘Benim tarihsel toprak parçam’ diyerek Ukrayna’ya giren Rusya’yı haksız bulurken, aynısı Tayvan’a olunca “Çin haklı tabii, orası onun toprağı” görüşünde değilim. Ama Amerika “İyi niyetle dünya barışını korumak için o sularda” diyecek kadar da saf değilim. Temsilciler Meclis Başkanı Pelosi’nin gece yarısı oldubittisiyle Taipei’ye inişi tam bir sorumsuzluk örneği.

Bugün Asya-Pasifik’te bir savaş patlarsa Tayvan’ı, Ukrayna gibi büyük acı ve yıkım bekliyor. Ama büyük resimde, saldırgan tarafın Çin olduğunu ve 70 yıldır Batı’nın dirayetiyle çatışmadan uzak kalındığını da akıldan çıkarmamak lazım. Geçen yüzyılın en korkunç savaşları, yükselen demokratik güçlerce değil, 1914 ve 1939’da Almanya veya 1941’de Japonya gibi gücü zirveye ulaşmış ama gerilemeye başlayan ülkelerce başlatıldı. Çin de bu örneği izliyor.

Haberin Devamı

Önce yükselen bir güç oldu, şimdi ise düşüşün başlangıcında. Hızlı büyüyen ülkeler, ekonomik durgunluklarda ya da rakiplerince köşeye sıkıştırıldıklarında halkayı kırmak için genellikle güç kullanıyorlar. Bu yüzden Çin savaş çıkarmak zorunda.

HAYALLER VE GERÇEKLER

Bunu daha önce de yazdım; “Çin gerçekten bangır bangır geliyor mu?” diye… Batı, global ekonominin yüzde 59’unu; Çin (% 18) ve Rusya (% 2) yüzde 20’sini üretiyor. AR-GE’ye Batı, Çin’in 3 misli (1,5 trilyon $) harcıyor. Çin’de en parlak yapay zekâ öğrencilerinin sadece yüzde 34’ü ülkelerinde kalırken, yüzde 56’sı Amerika’da iş bulup kaçıyor. Çünkü inovasyon için fikir hürriyeti, demokrasi gerekiyor.

Çin’de bir zamanlar % 10’la rekorlar kıran büyüme, önemli ölçüde (% 4) yavaşladı. Su, tarım arazileri ve enerji kaynakları azalıyor. Tek çocuk politikası Çin’i, demografik bir felakete taşıyor: Gelecek on yılda 70 milyon çalışma çağındaki bireyi kaybederken, 120 milyon yaşlı vatandaş kazanacak. Ve 40 yıldır Batı, Çin’in yükselişine, komünist ekseni kırmak için yardım ederken, şimdi gelişmiş demokrasiler Çinli firmaları finans piyasalarından atıyor. Mesela Çin’in teknoloji devi Huawei’yi boğuyor.

Haberin Devamı

Pekin’in genişlemesini kontrol etmek için çok taraflı koalisyonlar oluşturuyor. Ama yakın vadede Çin tehlikeli ve hızla geliyor. Devlet Başkanı Xi Jinping, adını Mao’nun üzerine yazdırmak için, Tayvan’ı bir an önce ilhak etmek, ‘Tek Çin’ ülküsüne kavuşmak istiyor. CIA’nın istihbaratına göre bu süreç 5 yıldan 18 aya indi. Pelosi marifetiyle şimdiden başlamış bile olabilir. En çok iki dönem seçilme şartını anayasadan kaldırıp, sonbaharda üçüncü kez kendini seçtirtecek olan Xi Jinping, Batı Pasifik’i Çin Gölü yapma ve güneyde geniş bir imparatorluk kurma hayalinde...

4 KAPLANDAN BİRİ

Diğer tarafta ise Tayvan var. 23.5 milyon nüfusuyla yıllık üretimi 841 milyar dolar (Türkiye’den fazla) olan Konya’dan küçük bir ada parçası. Kişi başına düşen gelir yılda 34 bin dolar (1.4 milyar nüfuslu Çin’de 10 bin dolar). 1949’da Çin’de komünist Mao’dan kaçan milliyetçi Çan Kay Şek liderliğinde kurulan ada ülkesi, kısa sürede diktatörlükten demokrasiye, fakirlikten zenginliğe geçmeyi başardı. 1965-1986 arasında yüzde 360 büyüdü. Daha etkileyicisi aynı dönemde sanayi üretimi yüzde 680 arttı.

Haberin Devamı

Adı 4 Asya Kaplanı, (Singapur, Güney Kore, Hong Kong, Tayvan) arasında anılmaya başlandı. Ülke bütün gücünü, kuruluş yıllarında toprak reformuna, sonraki yıllarda insan eğitimine harcadı. İlk mikroçip fabrikasını kurduklarında yıl 1987’ydi. Hatırlayın 1980’lerde elimize aldığımız hemen her teknolojik cihazda ‘Made in Taiwan’ yazılıydı. Bugün Tayvan, dünyadaki mikroçiplerin yüzde 63’ünü üretiyor.

Apple, Qualcomm, Nvidia gibi teknoloji firmaları Tayvan’ın müşterisi. Televizyon, telefon, buzdolabı, araba, uçak, çevrenizdeki elektronikle ilgili her şeyin çipi Tayvan’da yapılıyor. ‘Çip krizi’ deniyor ya yıllardır, işte o, Tayvan’daki fabrikaların çip yetiştirememesinden kaynaklı. Tayvan ekonomisi ihracata dayalı. 40 yıl önce tarım ürünleri satarken, şimdi ihracatın yüzde 98’ini endüstriyel mallar oluşturuyor. 500 milyar dolarlık ihracat yapıyor. En büyük kalemleri; yarı iletkenler-elektronik (%33), plastik-petrokimya ürünleri (%30), enformasyon, wireless iletişim, audio (işitsel), video (görsel) cihazlar, TV ekran panelleri (%11), çelik (%9), otomobil ve gemi parçaları…

Bu tabloya baktığınızda sizce Batı, 70 yılda demokrasiyi yeşertip geliştiren, elektronik beyne sahip, arı gibi çalışkan açık fikirli bir toplumu, Çin’in otoriter rejimine teslim eder mi? Dünya tarihinde kritik döneme giriyoruz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder