Hakan Çelik Ortak sınırlarımız olmasa da Türkiye ve İsrail iki komşu gibi
HABERİ PAYLAŞ

Ortak sınırlarımız olmasa da Türkiye ve İsrail iki komşu gibi

İsrail’in Ankara Büyükelçisi Irit Lillian ile başkentteki yeni büyükelçilik binasında özel bir görüşme gerçekleştirdim. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yakında gerçekleştirilmesi beklenen Türkiye ziyareti öncesinde iki ülke ilişkilerindeki son durumu konuştuk. Teknoloji ve enerji alanlarındaki olası iş birliklerinden turizme kadar bir dizi alanda gelişmeleri ele aldık. Büyükelçi Lillian önemli açıklamalar yaptı.

Büyükelçi, Türkiye’nin İsrail devletini İslam dünyası içinde tanıyan ilk ülke olduğunu ve 2024’te bu adımın 75. yılının kutlanacağını hatırlattı.

Haberin Devamı

İsrail Başbakanı’nın yeni ziyaret tarihi belli oldu mu?

28 Temmuz Cuma yapılması hedeflenen bir ziyaretti fakat Başbakan Netanyahu’nun sağlık sorunu nedeniyle ertelemek zorunda kaldık. Her iki tarafta da bu ziyaretin bir an önce gerçekleştirilmesi için güçlü bir istek ve irade var. Yeni tarihler için çalışıyoruz.

İki ülke Cumhurbaşkanı, Isaac Herzog ve Recep Tayyip Erdoğan arasında başlatılan diyalog süreci yeni dönemde normalleşme adımlarını nasıl şekillendiriyor?

Ben iki lider arasındaki bu yapıcı diyaloğun yeni dönemin temel unsurlarından biri olduğuna inanıyorum. Aslına bakarsanız ben bazen bu “normalleşme” ifadesi yerine “ilişkilerin yeniden canlanması, hayat bulması” kavramını (warming up) daha çok tercih ediyorum. Arkadaşlar arasında bile bazen böyle değil midir? Bazen çok sıcak kimi zaman da zor zamanlar olabilir. Yaklaşık 10 yıllık krizler sürecinden geçtik, oldukça uzun... Buna rağmen bahsettiğim zaman diliminde ekonomik ilişkiler gayet canlı olmaya devam etti, iki ülkedeki insanların, akademisyenler ve çeşitli çevrelerin birbiriyle irtibatı sürdü.

Ortak sınırlarımız olmasa da Türkiye ve İsrail iki komşu gibi

Çok çeşitli düzeylerdeki gayretlerin ardından iki cumhurbaşkanı arasında son derece yakın ve samimi bir iletişim kanalı açıldı. Her şey masaya konuldu.

Geride bıraktığımız 10 yılı kayıp bir dönem olarak mı görüyorsunuz?

Mavi Marmara’dan sonraki kriz oldukça derindi. İki taraf arasında belli düzeylerde bir güvensizlik havası oluşmuştu. 2016’da ilişkileri onarmak için fırsat çıktı. İki yıl başarılı da geçti. Burada bildiğiniz gibi Büyükelçimiz de görev yapıyordu. Fakat geriye dönüp bakınca, belki onarım süreci için çok erkendi veya bugünkü seviyede samimi bir ortam yakalanamamıştı. “Çatışmayı çözme” (anlaşmazlıkları giderme) çabalarımız bizi yeniden daha derin bir krize sürüklenmekten kurtardı. Aslında 75 yıllık ilişkilere baktığımızda oldukça dalgalı zamanlara tanıklık ettik.

Haberin Devamı

İlişkilerin yara almasına neden olan en ciddi olay neydi size göre?

Mavi Marmara diyebilirim. Her iki taraftan bakınca farklı değerlendirmeler yapılabilir. Türk tarafı için kuşkusuz hayatını kaybeden insanların acısı öne çıkar. İsrail açısından konuyu değerlendirdiğimizde yaşanmasının önüne geçilebilecek korkunç bir olaydı. Çözüm teklifleri öne sürülmüştü ancak girişimi organize edenler bu önerileri dikkate almadılar. Her iki taraf açısından duyguların da içine katıldığı bir süreç yaşandı.

İlişkileri zehirleyebilecek başka yeni faktörler var mı?

Umarım hiç böyle bir şey olmaz. Her iki taraf da tökezlemeye neden olabilecek engelleri biliyor. Örneğin Filistin meselesinin iki ülke arasında bir görüş ayrılığı konusu olduğunu biliyoruz. Ancak bunları da normal görüyoruz. Ülkeler arasındaki ilişkiler hiçbir zaman sonsuza kadar balayı havasında gitmez. Önemli olan bu anlaşmazlık konularını nasıl ele alacağınızda. Görüş ayrılıklarını bir “zehirleyici faktör” olarak adlandırmak istemem. Bunlar krize dönüşmeden, diyalog yoluyla ele alınabilmeli. Aslına bakarsanız ilişkimizin dinamikleri sadece bizi değil bütün bölgemizi ilgilendiriyor.

Haberin Devamı

Önceki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na “Neden İsrail ile ilişkileri bütünüyle kesmiyorsunuz?” diye sorulduğunda “Diplomatik ilişkiler bir günde onarılabilir fakat ekonomik ilişkilerde bağlantı kopunca bu hasarı gidermek yıllar alır” gibi çok önemli bir ifade kullanmıştı. Kriz dönemlerinde bile ekonomik ilişkilerimiz gayet iyiydi fakat unutmayın ki son 10 yılda bütün iş dünyasında, ticarette birçok dinamik gelişme oldu ve biz bunların bir bölümünü yeterince yakalayamadık. Ortak iş alanlarımıza daha fazla insanı katabilirdik. Ayrıca 10 yıl boyunca anlaşmaları revize etme şansımızı kaybettik, zira dünyada tarifeler ve yatırımların doğası gibi alanlarda, şartlarda çok ciddi değişim yaşandı. Bakın sosyal medya ne kadar önemli hal aldı. Bakın bugün WhatsApp’tan bile bir iş bağlantısı kararlaştırılabiliyor, 10 yıl önce böyle bir imkân pek yoktu. Türkiye’de son dönemlerde büyük değişim ve gelişmeler yaşandı.

İki ülke arasındaki son ticaret rakamı ne kadar?

2023 yılında 10 milyar dolara ulaşacağımızı tahmin ediyorum. İsrail ve Türkiye arasında bazı günler 14 uçuş var. 2007 yılında Türkiye uçuşlarını durdurmuş olan, EL AL, Sun d’Or dahil İsrail havayolu kuruluşlarının yeniden seferlerini başlatmış olması da son derece önemli. Geçen şubatta iki ülke arasındaki uçuş anlaşmaları revize edildi.

O zaman güvenlik ile ilgili geçmişte İsrail makamları tarafından dile getirilen sorunlar çözülmüş oldu?

Çözmeyi başardık, İsrail havayollarının uçmaya başlaması bunun kanıtı.

En son gerçekleşen turizm rakamları nasıldı?

Geçen sene 800 bin dolayında İsrailli Türkiye’ye geldi. Bu yıl 1 milyon İsrailli bekliyoruz. Gelen İsrailli turist profili de bir miktar değişti. Sadece her şey dahil tesislere değil Karadeniz’e ve kültür odaklı merkezlere de çok gidiyorlar.

Büyükelçi olarak hangi konulara odaklandınız?

İsrail olarak Türkiye’de yaşanan depremi çok yakından izledik, elimizden gelen yardımı sağlamaya gayret ettik, yaraların sarılmasını yakından takip ediyoruz ancak İsrail de bir deprem ülkesi ve burada yaşanan trajediden çok ciddi dersler aldık.

Bu arada çocuklar için bir oyun alanı ve bir dostluk bahçesi kurmak için çalışıyoruz.

İkinci olarak da ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için çok gayret gösteriyorum. Sağlık alanından iklim değişikliği konusuna kadar bir dizi yeni çalışma alanımız olabilir.

Enerji alanında güçlü bir iş birliği imkânı görüyor musunuz? Özellikle İsrail gazının Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ulaşması mümkün olabilecek mi?

Enerji konusu, Türkiye ile İsrail arasında büyük bir iş birliği sepetinin önemli bir parçası elbette. Bir taraftan da İsrail East-Med konusundaki taahhütlerine bağlı olmaya devam ediyor. Ancak unutmayalım ki bizim ülkemiz de Paris Anlaşmasına imza koydu, yenilenebilir enerjiye, temiz enerjiye geçmek üzere çok gayret gösteriyoruz. Ülkemizin ve gezegenimizin geleceği için önemli bu konular.

İki ülke arasında güvenlik ve istihbarat alanında güçlü bir iş birliği var mı?

Şunu kesinlikle söyleyebilirim iki ülke de terörizme karşı adımlar atmak konusunda taahhütlerine bağlı olmaya devam ediyor. İsrailli turistlere yönelik geçen mayıs ayında çok somut tehditler ortaya çıktığında iki ülke makamları arasında bir iş birliği ortaya konuldu.

Suriye ve İran konusundaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suriye, İran tarafından rehin alınmış bir ülke ve İran sadece İsrail için değil, bütün bölge için en büyük tehdit durumunda. İran’ın adım attığı her yerde istikrarsızlık olduğu açık.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder