Vize işkencesi çığırından çıktı

Avrupa Birliği ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vizesi işkencesi görülmemiş boyutlara ulaştı. Vize sırasına girmek aylar sürüyor, bekleme süreci ayrı bir macera. Özellikle bazı ülkeler, Schengen rejimi içinde ilave zorluklar getirip akıl almaz yollara başvuruyor. Yani âdeta vize içinde vize durumu yaşanıyor. Başvuruda bulunanlardan inanılmaz belgeler isteniyor. İnsanlar uçak biletlerini, otel rezervasyonlarını, yaptırdıkları sigortaları iletiyor. İşyerinden alınan evraklar yeterli görülmüyor; tapular, banka hesap bilgileri ve daha başka tonla detay...

Çoğu zaman bunları sunmak da yeterli olmuyor. Vizelerin önemli kısmı gerekçe gösterilmeden geri çevriliyor. Vize için alınan ücret geri ödenmiyor. Özetle; Avrupa Birliği, uzun yıllar önce taahhüt ettiği gibi vizeleri kaldırmak bir yana, şartları daha da ağırlaştırdı. Geçiş sürecinde gazeteciler, iş insanları, sporcular, sanatçılar ve belli meslek gruplarına yönelik vizelerin kaldırılacağı söylenmişti, bu da yapılmadı.

Oysa Türk vatandaşları gittikleri ülkelerin ekonomisine ciddi katkı sağlıyor; otellerden restoranlara, taksilerden alışveriş merkezlerine kadar her alanda ciddi harcama yapıyor. Kimse, ziyaret ettiği ülkeye yük olmuyor. İstisnai durumlar her zaman olabilir. Yasaları çiğneyen, kurallara aykırı fiillerde bulunan insanlar varsa buna karşı yapılacaklar bellidir.

Bazı insanlar sorun oluşturdu veya oluşturuyor diye Türkiye gibi önemli ve büyük bir ülkenin vatandaşlarının tamamına potansiyel suçlu veya kaçak muamelesi yapılamaz. Türkiye her anlamda Avrupa’nın güvenliğine, istikrarına katkı sağlayan bir ülke. AB en uzak coğrafyalarda Avrupa ile ilişkileri oldukça zayıf ülkelerden ziyaretçilere bile kapıları sonuna kadar açarken Türklere “Bir dakika!” diyor.

SAYGISIZLIK DİZ BOYU

Türkiye, bu konuya hiçbir zaman karşılıklılık ilkesiyle yaklaşmadı. Avrupa ülkelerinden ziyaretçilerin rahatlıkla gelebildiği, güvenli ve konforlu bir destinasyon olarak hizmet sundu. Bu sorunun iddia edildiği gibi Türkiye’nin göç politikalarıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Göç meselesinin bu boyutta gündemde olmadığı yıllarda da aynı katı vize uygulaması devam ediyordu.

Mevcut tutumlarında bir değişiklik olmaması halinde çok yakında AB ülkelerine yönelik orantılı ve uygun yanıtın verilmesi gerektiğine inanıyorum. AB Konseyi, AB Komisyonu ve Schengen’e üye ülkeler keyfi vize kısıtlamalarını bu şekilde devam ettiremeyeceklerini artık anlamalı. Geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Nice Havalimanı’nda pasaport polisinin, sırasını bekleyen Türk vatandaşlarına yönelik kaba ve saldırgan tutumuna tanık oldum.

Fransa gibi turizm ve konaklama sektörü bu kadar gelişmiş, dünyanın her yerinden 100 milyona yakın turist çeken önemli bir ülkenin havalimanlarındaki bu yaklaşım çok rahatsız edici. Üstelik bu tutumun özellikle Türkiye’den gelenlere daha fazla yoğunlaştığını görüyorum. Hiç kimsenin vatandaşlarımıza bu saygısızlıkları yapmaya hakkı yok.

ATATÜRK’E SAYGI

Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıldönümü. Bu büyük devlet adamını, saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.