Mesut Yar Kerim içince bozuyor vallahi!
HABERİ PAYLAŞ

Kerim içince bozuyor vallahi!

“Fatmagül’ün Suçu Ne?” (Kanal D) dizisinde herkes bir şekilde her ne suç varsa Fatmagül’ün üstüne yıktığı için genel soru “Fatmagül’ün suçu aşağıdaki yüz elli seçenekten hangisidir?” olarak değiştirilmeli sanırım... Bir de Kerim kardeşimizin suçu var ki onun tarifi yok. Malumunuz Fatmagül ile arasındaki nefret ve aşk ilişkisi alkollü bir gecenin sonunda başlıyordu... Ve o geceyi unutturmak için bir derviş sabrında bekledi, sevdi ve istedi kızımızı. Ama gelin görün ki önceki akşam iki kadeh parlatınca işler bir anda miladına döndü...

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Kerim yine yaptığını hatırlamaz, hırçın, saldırgan ve bir hayli de cinsel açlık çeken bir canavara döndü. Şimdi sormazlar mı adama “Nereye gitti koca bir sezon?” diye... Kerim’in içindeki kurt adamı çıkararak geçen sezon boyu gözyaşımızı içimize akıtarak izlediğimiz genç adamı neden yeniden tecavüzcü Coşkun kılığına soktunuz ki? Ah siz senaristler, tornistan ederken ne de büyük dalgalar çıkarıyorsunuz...

Yoksa Carolin ve Soner...

Carolin ve Soner baş başa bir şeyler konuşuyor. “Öyle Bir Geçer Zaman ki” (Kanal D) dizisinin yeni bölümünün fragmanında gördüm... Korkarım bu kadın Soner’i baştan çıkaracak. İzlediğim an itibarıyla bende öyle bir hissiyat yarattı...

Cemile ölmemiş, kahraman Ali Kaptan onu kurtarmış derken Soner’in ekseni kayarsa bir daha hüzün yaparım bak. Sahi nasıl geçecek şimdi salı akşamına kadar zaman?

Ne var bu Memoli’de?

“Dedektif Memoli” TNT için resmen bir “Doktorlar” (Show TV) dizisi kıvamına geldi. Kanal neredeyse tüm boşluklara bir bölüm Memoli tekrarı attırıyor... Mesele benim için bu kadar tekrarla işin bulantı yaratmasından öte, tekrarlanan işin içeriğinde ele gelir bir taraf olmamasından kaynaklanıyor...

Herkesin koşuşturduğu ama en önde Memoli’nin olduğu dizide en tanıdık ve makul gelen şey bizzat eski müziğinin tekrar kullanılıyor oluşu... Onun dışında ortada “ellerinize sağlık” dedirtecek bir pozisyon yok. Kimse alınmasın ama bana göre böyle!

Polat’a ne oldu kuzum?

“Kurtlar Vadisi Pusu” aldığı reytingle TNT için soru işareti bırakmadı. Kanal belli ki popüler bir işi yayına soktuğunda izleniyor. Onun dışında reyting listesine giren işlerinin sayısı bir elin parmakları kadar... Neyse uzatmayalım. “Kurtlar Vadisi”ne dönmem gerekiyor. Evet vadi yeni kanalında kendine ciddi bir çekidüzen verdi. Yapımcılar artık tüp patlamasını çekerek araba patlatmış süsü vermiyor... Belli ki bir para var ortada ve dizinin daha gerçekçi olması için harcanıyor. Bugüne kadar hikayeye yapılan yatırım el değiştirmiş şimdi görsele akıyor... Bu iyi de hikaye ne olacak sahi? Polat Alemdar’da manasını bir türlü bulamadığım bir değişim var...

Haberin Devamı

Bu adam neredeyse 10 yıla yakın af buyurun “kıllı kuburlu adamların arasında” o iyilikten bu kahramanlığa koşan bir Zapotek tavrındaydı... Gel gör ki şimdi libidosu tavan yapmış bir Malkoçoğlu’nu anımsatıyor. Ve bu haliyle bir süper kahramandan çok “Evli ve Çocuklu”nun efsane babası Al Bundy’i hatırlatıyor... Meseleyi biraz hafifletelim kaygısıyla bu yola girildiyse, doğru yöndeler. Dizi hafif ve hatta hafif meşrep bir kıvama geldi. Hayırlısı olsun...

Haberin Devamı

Yok öyle bir manzara!

Dizilerin tamamına bakın. Özellikle zengin ve görkemli hayatı resmeden birkaçına odaklanın. Orada ne manzarası görüyorsunuz? Masmavi bir Boğaz manzarası, yemyeşil bir orman resmi ve sanki caddelerinde hiç araba yokmuş gibi ekranın içinden sırıtan bir İstanbul, değil mi? Durun. O resme sakın kanmayın. O yalıların, o köşklerin içinde yaşayan insanlar ne kadar balonsa gördüğünüz manzara da o denli balon... Yaşadığım kentte 24 saat sadece fukara için değil zenginler için de zulmün kendisidir.

Bitmek bilmez trafik çilesi, susmayan korna sesleri ve kesif bir egzoz kokusu... Diziden görüp de, gidip de bakayım şu şehri İstanbul’a bir keyfedeyim diye yola çıkarsanız kaybettiğiniz zaman için üzülürüm... İnanmayın; bu kentte penceresi trafiği olmayan bir caddeye ve sadece mavi denize açılan ev sayısı 100 bilemedin 150 tanedir. O pencerelerin arkasından da anlatılan hikayeler çıkmaz zaten. Hepsi balondur, rahat olun!

Yeni hali daha sevimli...

“Kim Milyoner Olmak İster?” (atv) son birkaç bölümüyle farklı bir içeriğe kaydı. Yarışma eskisi gibi sadece soru ve seçenekleri kıvamında değil. Artık araya “şiir okuyan Başbakan” içerikli sesli sorulardan görüntülü sorulara kadar bir sürü dolgu malzemesi de konuyor... Bu sorular bir şekilde yarışanın heyecanını bastıran ipuçları içeriyor. Diğer şekliyle de ekran karşısındakinin monoton bir yarışmaya odaklanması sorununu ortadan kaldırıyor... Bilmiyorum, yeni hali için birçok görüş var ama ben araya kattığı farklı yarışma ve programlarla kendini farklılaştıran Kenan Işık ve yarışmasını eskisinden daha sempatik buluyorum... En azından izlerken müzikle ayrı, Kenan ağabeyin duruşuyla ayrı kasılmadığım için...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder