İstihbarat mesajları

Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanlığı’nın 97’nci kuruluş yıl dönümü töreni, önceki gün Ankara’da, Etimesgut İlçesi’nin Bağlıca semtindeki ‘Kale Yerleşkesi’nde yapıldı. ‘İstihbaratın Kalesi’nden önemli mesajlar verildi. 

Salonda bakanlar, bürokratlar, teşkilat yöneticileri ve gazeteciler yer aldı. Bu noktada bir notum var: Törene, medyanın bir kısmından temsilci davet edilmemişti. Keşke olmasa ama Türkiye’de her dönem, iktidarlara muhalif yayın organlarına devlet kurumları tarafından akreditasyon uygulanması geleneği devam ediyor. Törende önce MİT Başkanı İbrahim Kalın, ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştu. Erdoğan’ın konuşması hem canlı yayınlandı hem de dün medyada geniş olarak yer aldı. Törenin ev sahibi İbrahim Kalın’ın konuşması da öyle ama istihbaratın başındaki isim, hazırladığı konuşmanın yaklaşık yarısını okudu kürsüden. Kalın’ın konuşması “Belirsizlik Çağında Hibrit Tehditler ve Stratejik Öngörü” başlıklı bir kitapçık olarak bastırılmıştı. İbrahim Kalın, davetlilere dağıtılan 32 sayfalık kitapçığın bazı bölümlerini okumadı. İşte o basılı konuşma metninden altı çizilmesi gereken bazı bölümleri aktarıp kayda geçirmek isterim.

- İç tutarlılığı kalmamış, güçlünün kuralları belirlediği ve keyfilikle malul bir küresel düzenle karşı karşıyayız. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve ifade özgürlüğü kavramları gücü elinde bulunduranlar tarafından araçsallaştırılıyor ve hasımlarına baskı yapmak için kullanılıyor.

- İmam Gazali’nin bin yıl önce formüle ettiği ilke bugün de geçerlidir: Haddini aşan, zıddına döner. Doğal sınırlarını aşarak başkalarının hakkına tecavüz eden her güç, aktör ve politika, kendi sonunu hazırlamaya başlamış demektir.

- Önümüzdeki on yıllarda belirsizlik ve güvensizlik derinleşecek ve yeni çatışmalara zemin hazırlayacak. Kendimizi geleceğe hazırlamak için tüm ihtimalleri dikkate almak durumundayız.

- Kovid-19 ile ortaya çıkan biyolojik güvensizlik sorunu, küresel farkındalık yaratmış ama kısa sürede unutulmuş görünüyor. Benzer salgınların önümüzdeki yıllarda ortaya çıkması ihtimal dışı değildir. Dünyanın yeni bir salgına ne kadar hazır olduğu konusunda soru işaretleri bulunuyor. Teşkilât olarak bu alandaki tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve muhtemel tehditlere karşı ön alıcı tedbirler geliştirilmesine katkı sunuyoruz.

- Bölgesel ve küresel krizlerin önümüzdeki on yıllarda derinleşmesi ve çatışmaya dönüşmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Bu bağlamda ABD-Çin rekabetinin Asya merkezli ve küresel bir çatışmaya, kamplaşmaya ve kutuplaşmaya dönüşmesi sürpriz olmayacaktır.

- Sunduğu büyük imkânların yanı sıra büyük tehditleri de beraberinde getiren yapay zekâ, çağımızın dijital atom bombasıdır. Doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak, bilgi çağının temel bir sorunu olarak önümüzde duruyor. Tıpkı biyolojik, kimyasal ve kitle imha silahları gibi yapay zekâ konusunda da acil olarak ulusal ve uluslararası düzenlemelerin yapılması gerekiyor.

- Çok boyutlu tehditler ve küresel kırılganlıklar çağında egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı korumak için iki temel unsur hayati önemdedir: Kendine yeterlilik ve caydırıcılık. Bir kişi size taş attığında, karşıdan kurşun geleceğini bilmeli ve daha taşı eline almadan iki defa düşünmelidir. Haksız hiçbir eylem karşılıksız kalmayacaktır. Devlete ve millete yapılan hiçbir ihanet cezasız bırakılmayacaktır.