Sadık Gültekin’le Doğru Tercih Paylaşılamayan köprü!
HABERİ PAYLAŞ

II. Bayezid, İstanbul’u ikiye ayıran Haliç’e, İmparatorluğun şanına yaraşır bir köprü inşa edilmesini ister. Haliç üzerine yapılması planlanan köprü fikri, Leonardo da Vinci’ye kadar ulaşır. Hemen harekete geçip projesini hazırlayan da Vinci, Sultan’a yazdığı mektupta şunları söyler:

“Acizleri, efendimizin Galata’dan İstanbul’a bir köprü kurdurmak için teşebbüse geçtiklerini işittim. Lakin bu işe ehil bir kimse bulamadıklarını öğrendim. Bu işten anlayan kulunuz, arzularınızı gerçekleştirebilir. Köprü, yüksek bir kemer üzerine kurulacaktır. Fakat bu kadar yüksek kemerli bir köprü üzerinden kimsenin geçmek cesaretini gösteremeyeceğini düşündüğüm için kenarlarını tahta parmaklıklarla örteceğim. Kemeri, o kadar yüksek tasarlamamın sebebi, altından yelkenlilerin rahatça geçebilmeleri içindir.

Haberin Devamı

Efendimiz Hazretleri irade buyururlarsa, Anadolu sahiline kadar uzayacak, gerektiğinde açılır kapanır bir köprü dahi inşa edebilirim. Burada su daima hareket halinde olduğundan kenarların aşınmaması için bir çare düşündüm. Bununla su akıntısı dirsek ve kenarlara zarar vermeyecektir. İnşallah Sultan Hazretleri, bu aciz kulunun sözlerine inancını bağışlar da onu her zaman hizmetlerinde görmeyi arzular ve cevap vermek lütuflarını esirgemezler.”

Leonardo da Vinci’nin şu anda Milano’da Bilim Müzesi’nde sergilenen çizimleri geri çevrilir. Arşivlere “Ceneviz’den Leonardo adlı kâfirin gönderdiği belgeyle mektubun suretidir” ismiyle geçen bu mektuba olumsuz yanıt verilir.

II. Bayezid’in aklındaki asıl isim Michelangelo’dur. Padişah, Michelangelo’yu İstanbul’a davet eder. 13 Mayıs 1506’da İstanbul limanına yanaşan fırkateyn iskeleye bağlanır bağlanmaz, karaya esmer bir adam atlar. Pek yakışıklı sayılmaz. Alnı fazla açık, kaşları fırça gibi ve kulakları biraz kepçedir. Burnu ise bir gençlik kavgasında kırıldığından hayli basıktır. Daha ilk bakışta yabancı olduğu anlaşılan bu adam, II. Bayezid’in daveti üzerine Haliç üzerine yapılacak bir köprü inşaası için İstanbul’a gelen ve üç ay İstanbul’da kalan Michelangelo’dan başkası değildir.

Haberin Devamı

II. Bayezid, zamanının en büyük sanatçısı olarak kabul edilen Michelangelo’ya yazdığı mektupta, “Kabul edecek olursanız, şan ve şerefte Leonardo da Vinci’yi geçeceksiniz çünkü onun başaramadığını başaracak ve dünyaya tıpkı Davut heykeliniz gibi eşsiz bir anıt armağan edeceksiniz” der.

Michelangelo, Leonardo da Vinci’den pek hazzetmez, ondan ‘hödük’ diye söz eder. Leonardo da Vinci, heykelin değersiz bir sanat olduğunu söylerken, o yıllarda henüz resme başlamamış sade bir heykeltıraş olan Michelangelo’yu aşağılar. Henüz 26 yaşında İtalyan Rönesansı’na damgasını vuran Michelangelo ise kendini kanıtlamak için kendisine ‘hödük’ diyen Leonardo da Vinci’yi geçmek ister.

II. Bayezid’in davetini kabul ederek İstanbul’a gelmesinin ardında işte bu arzu yatar! Leonardo’nun reddedilen projesini gerçekleştirerek şan ve şerefte onu geçmek istiyordu. II. Bayezid’in girişimlerine rağmen İstanbul ile Galata arasında bir köprü kurulamadı ve köprüyü yapmak kimseye kısmet olmadı, İstanbullular 1836 yılına kadar şehrin bu iki yakası arasında kayıkla gidip geldiler.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder