Sadık Gültekin’le Doğru Tercih Titanic faciası ve iki farklı hikaye…
HABERİ PAYLAŞ

Titanic faciası ve iki farklı hikaye…

Ebelik eğitimi ve mesleğinin gelişiminde büyük katkısı olan Besim Ömer Akalın için “Ebelerin Ebesi” ifadesi kullanılır. Türkiye’de çağdaş doğum biliminin öncülerinden olan Akalın’a tıp alanındaki çalışmalarından dolayı Murassa Osmanlı Âli nişanı verilmiştir.

Besim Ömer Akalın, Hilal-i Ahmer (Kızılay) tarihinde önemli bir yere sahiptir. Londra’da 1907’de gerçekleşen 8. Uluslararası Salib-i Ahmer (Kızılhaç) kongresinde Osmanlı Devleti temsilcisi olarak Kızılay’ın bugünkü ambleminin benimsenmesini kabul ettirmiştir. Besim Ömer Paşa’nın gayretleri neticesinde 1922 yılında kadın öğrencilerin ilk kez tıp fakültesine kabulleri gerçekleşti. 1912 yılı, Besim Ömer Akalın’ın hayatında önemli bir yere sahiptir. Akalın, 7-17 Mayıs 1912 tarihinde Washington’da gerçekleşecek tıp konferansına katılmak üzere hareket etmiş ve Fransa’nın Calais limanına gelmiştir.

Haberin Devamı

İngiltere’ye geçerek Southampton limanından kalkacak Titanic gemisiyle ABD’ye gidecekti. Hava muhalefeti nedeniyle İngiltere’ye zamanında geçememiş ve bileti olduğu halde Titanic’in ilk ve son seferine yetişememiştir. Akalın, bileti olduğu halde Titanic’e binemeyen tek kişidir. Titanic’in batması o sıralarda I. Dünya Savaşı ile boğuşan dünyada çok fazla yankı uyandırmaz ama Akalın’ın hayatında çok önemli bir rol oynar. Akalın, o gün için şunları söyler: “Titanic’ten kurtulan tek Türk benim. O olaydan sonra artık hiçbir kazadan korkmuyorum. Elim kazada 1513 kişi öldü. Elimi biraz daha çabuk tutsaydım, bu sayıyı 1514 yapabilirdim. Hayatımı, bir vapur kaçırmama borçluyum!”

Masabumi Hosono, 1912’deki Titanic faciasından kurtulan tek Japon yolcudur. Hosono, ulaştırma bakanlığında demiryolu müdürü olarak çalışıyordu. Rus dilindeki yetkinliği nedeniyle Rus devlet demiryolu sistemini incelemesi için Rusya’ya gönderildi. Rusya’da iki yıl kaldıktan sonra Londra’ya, oradan da Southampton’a gitti ve 10 Nisan 1912’de Titanic’e bindi. 15 Nisan gecesi, gemi buzdağına çarptı ve su almaya başladı. Geminin batacağı kesindi. Hosono bir kamarot tarafından uyandırıldı ve hızla güverteye çıktı. Hosono, o anları şöyle anlatıyor: “Havaya durmaksızın işaret fişekleri atılıyordu. Korkunç mavi ışıklar ve sesler tek kelimeyle dehşet vericiydi, kendimi ölüme telaşsız bir şekilde hazırlamaya çalıştım.

Haberin Devamı

Filikaları yükleyen bir subay ‘iki kişilik yer var’ diye bağırdı ve hemen suya atladım. Gemi battıktan sonra suda boğulanların korkunç çığlıkları ve feryatları duyuluyordu. Bizim filikamız, hıçkırarak ağlayan çocuklar ve kocalarının, babalarının güvenliğinden endişe eden kadınlarla doluydu.” İlk başta Hosono’nun hikayesi pek dikkat çekmedi. Titanic felaketinden yüzlerce kişi kurtulmuştu ve her birinin anlatacak bir hikayesi vardı. Ancak bir New York gazetesi onun hikayesini “Şanslı Japon çocuk” başlığı ile duyurdu. Haber, kısa bir sürede Japonya’ya ulaştı. Hosono Tokyo’ya döndüğünde halkının aşağılamalarıyla karşı karşıya kaldı.

Cesaret ve özveri Japon kültürünün en önemli parçasıdır. Japon toplumu Hosono’dan daha fazlasını bekliyordu. Onlara göre Hosono, her gururlu Samuray gibi gemide kalmalı ve gemiyle birlikte soğuk sulara gömülmeliydi. Hosono’nun hikayesi yıllar boyunca ailesi için utanç kaynağı oldu. İşinden kovuldu, daha sonra sözleşmeli olarak yeniden işe alındı. Hosono, saldırılara göğüs gerdi ve sade bir hayat sürmeye çalıştı. 1939 yılında 68 yaşındayken hayata veda etti.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder