Affetme Çağla

Mehmet Ali Erbil bir yıl yoğun bakımda kaldığında tanıyan tanımayan kim varsa bir an önce sağlığına kavuşması için dua etti. Çünkü o Türkiye’yi kahkahalara boğan önemli bir şovmendi. Bazen çizmeyi aşıp iğrenç şovlara imza attığında bile ‘Mehmet Ali’dir ne yapsa yeridir’ hoşgörüsüyle evin küçük oğlu modunda özür dileyip kaldığı yerden hayatına devam etti. Hastaneden ilk çıktığında da insanlar onu tekrar bağrına bastı. O da yaşadığı zor dönemi geride bıraktığı için oldukça duygusaldı. Katıldığı her programda ağlıyor, hepimiz onun bu durumuna üzülüyorduk.

Eski gülen ve güldüren Mehmet Ali Erbil’i özledik ama kusura bakmasın şimdilerde katıldığı programlarda dilinin kemiği olmayan, ne dediğini bilmeyen Mehmet Ali’yi değil. Önce oğlunun annesini ihanetle suçladı, sonra klibinde oynadığı Ece Ronay’ı mesajlarla taciz etti şu an 7 yılla yargılanıyor. Bununla da bitmedi can dostu Seda Sayan’ı iffetsizlikle suçladı, Emel Sayın ile 3 ay gizli aşk yaşadığını anlattı.

Şimdi ise programına katıldığı Çağla Şıkel’in kendisiyle fazla ilgilenmemesine alınıp bir dönem hostes olabilmek için kapısında yattığını söyleyip “Kulisimden çıkmazdı. Artık hangi anlamda anlıyorsanız” diyerek çirkin ithamlarda bulundu. Yine her zamanki gibi durumu hastalığına bağlayıp Çağla’dan bin bir özür diledi. Kimse kusura bakmasın ama Mehmet Ali Erbil’e yaşamı boyunca yeteri kadar sevgi, saygı ve hoşgörü kredisi verildi. Artık bardak taştı. Bunu hepimiz görürken ailesi görmüyor mu çok merak ediyorum. Mehmet Ali Erbil hastalığın arkasına sığınarak rahatça insanların onurlarına, namuslarına laf edebiliyor. Ve bu cesareti de hastalığından ve sonrasında yaptığı ‘Özürlerden’ alıyor. Valla Çağla Şıkel’in yerinde olsam asla affetmem hemen dava açardım. Çünkü kabul edilen her özür, arkasından başka bir rezilliği ve yeni bir ‘özrü’ getiriyor.

YAKIŞMADI

Demet Akalın, son dönemde popçuların sahnede giydiği cesur kıyafetleri eleştiriyor. Ve bu eleştiriyi yaparken artık yaşının 50 olduğunu, kızı Hira yüzünden giymesinin doğru olmadığını savunuyor. Kıyafetlerine dikkat ettiği için yani kapalı giyindiği için kendisini izlemeye gelenlerin çoğunluğunun da aileler olduğunu söylüyor.

Sahnede ne giyip ne giymeyeceği Demet’in kendi tercihi. Kimsenin bu anlamda Demet’e bir şey dediği yok. Fakat annelik üzerinden, yaş üzerinden diğer popçulara gönderme yaparsa en başta Ajda Pekkan’a ayıp eder. Aileler konusuna gelecek olursak kimsenin artık şu açık giyinir bu kapalı giyiniyor ona gidelim dediğine de inanmıyorum. Kim kimi dinlemek istiyorsa eşini de sevgilisini de alıp ona gidiyor. Ama şu da bir gerçek ki sırf haber olabilmek, çok konuşulabilmek için sınırları zorlayanlar yok mu? Tabii ki var. Onlar da zaten hafta boyunca dans videolarıyla gündemden düşmüyor.

Tesisler çoğalmalı

Geçen yıldan beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstinye’deki denize sıfır sosyal tesislerine dadanmış durumdayım. Yıllardır önünden geçerdim ama içeriye girmek bir türlü kısmet olmamıştı. Şimdilerde ise ayda en az 3-4 kez gidiyorum. Sadece ben olsam iyi tüm arkadaşlarım da alıştı benim sayemde.

Nedenine gelince; yemekler inanılmaz lezzetli ve temiz, mekân ise pırıl pırıl. Kapıdan girdiğiniz anda gördüğünüz ilgi ve samimiyet ise cabası. Harıl harıl çalışan muhteşem bir ekip sizi ağırlıyor. Ve en önemlisi dışarıda ödediğiniz hesabın neredeyse üçte birini ödüyorsunuz. Fakat son zamanlarda bazı tur şirketleri yurtdışından gelen Arap turistleri de bu tesislere getirmeye başlamış. O yüzden yer bulmak neredeyse şu sıralar imkansız. Kapıda da uzun kuyruklar oluşmaya başlamış. Naçizane bir öneri; ya bu sosyal tesisleri çoğaltmalı ya da şu tur olayına bir çözüm bulmalı.