Giriş
Geçtiğimiz hafta Çağla Şıkel’in programının başarılı genel koordinatörü olan canım Onur İliman aradı. “Cuma günü sakın program yapma seni biriyle tanıştıracağım, bayılacaksın” dedi. ‘Kargalar Kafeste’ grubunu duydunuz mu? İşte ben de onun kurucusu, duayen reklamcı Suat Kamçılı ile tanıştım.
Kendisi, yaşları 60 ve üzeri olan hayattan keyif alan müzik duayenlerinin bir araya geldiği 10 kişilik grubun kurucusu. Uzun zamandır tanıştığım en keyifli, en eğlenceli insanlardan. Suat bey, emekli olunca da rahat durmamış. Yakın dostlarından oluşan bir müzik grubu kurmaya karar vermiş. Grubun adı da Kargalar Kafeste olmuş. Böyle bir isim koymasının nedeni de kargaların uzun ömürlü olması, bunun gruba da sirayet etmesini istemesinden dolayıymış. Grup üyeleri kendi aralarında çalıp eğlenirken iş büyümüş.
Zamanla konserler vermeye, özel gecelerde sahne almaya kadar gitmiş. Eğer dinlemediyseniz lütfen YouTube’a girip izleyin derim. Performansları inanılmaz. Suat bey ve grup üyelerinin yaşam enerjisiyle 16 yıldır konserlerine devam ediyorlar. Şimdi gruba Neco eklenmiş. Sahne aldıkları özel geceleri, kimlere konser verdiklerini yazsam inanamazsınız. Liste o kadar uzun ki sayfaya sığmaz. Ben dinlerken inanılmaz keyif aldım. İnşallah bu grubu önümüzdeki yaz açıkhavalarda da dinleme şansına erişiriz.
Söyledikleri şarkılar sadece Türkçe değil, Dean Martin’den Frank Sinatra’ya kadar repertuarları oldukça geniş. Suat beyden en kısa zamanda verecekleri ilk konsere davet sözü bile aldım. Şimdiden dinlemek, söyledikleri şarkılarda dans etmek için sabırsızlanıyorum.
DİVA AFFETMEZ
Bülent Ersoy tanıdığım en akıllı kadınlardan... İnanılmaz bir hayat hikâyesine ve yıllardır bir gün bile azalmayan şöhrete sahip. Özellikle hayat hikâyesi herkesin merak konusu. Son yıllarda ünlü isimlerin filmini yapmak oldukça revaçta. Müslüm Gürses, Dilber Ay, Bergen, Naim Süleymanoğlu, Halis Karataş derken şimdi de yaşayan efsane Bülent Ersoy’un hayatı beyaz perdeye taşınıyor.
Film için ünlü yapımcı Mine Şengöz kolları sıvadı. Eminim şahane bir iş çıkacak. Filmde Bülent Ersoy’un ‘Milattan öncem ve milattan sonram’ dediği cinsiyet değiştirme ameliyatı var. O günleri tekrar anlatmak Bülent Ersoy’a ne kadar acı verecek olsa da bu filmin yaşarken çekilecek olması tam bir nokta atışı. Bülent Ersoy’la konuştuğumda “Zaten vasiyetime koydurmuştum.
Ben öldükten sonra asla filmimin yapılmasını istemiyordum. Şimdi en doğrusunu benim ağzımdan duyacakları için içim rahat” dedi. Şimdiden Bülent Ersoy’un milattan önce ve sonrasını kimin oynayacağını çok merak ediyorum. Tabii bir de aklıma takılan filmde şarkıları Bülent Ersoy’un sesinden mi dinleyeceğiz, yoksa tüm biyografik filmlerde olduğu gibi oyuncuların sesinden mi? Eğer öyleyse oyuncular yandı.
Çünkü Bülent Ersoy, kendi evinin karşısındaki cami imamını bile ezanı yanlış makamdan okuduğu için çağırıp makam dersi vermişti. Eeee konu kendi hayatı olunca oyuncuların Ersoy’la uzun bir mesai yapacağı kesin. Bana kalırsa Bülent Ersoy’un sesinden okunması en doğrusu. Çünkü herkes affeder ama yanlış makam ve detoneyi Bülent Ersoy affetmez.
AH ŞU ERKEKLER!
‘Kadın gibi gülme’, ‘Kadın gibi kıvırma’, ‘Kadın gibi dedikodu yapma...’ Kim bilir ne çok duymuşuzdur kadın üzerinden bu aşağılamaları. Geçenlerde oyuncu Aybüke Pusat bir açıklama yaptı ve dedi ki ‘Erkekler daha dedikoducu’. Vallahi billahi doğru. Bu kadar mı nokta atışı olur, bu kadar mı yerini bulur. İşin ilginç yanı erkeklerin yaptığı dedikodular kadınlardan daha çok ciddiye alınıyor ve doğru kabul ediliyor.
Çünkü erkeklerin baskın olduğu toplumlarda maalesef bu böyle. Şöyle bir çevremdeki erkekleri düşününce ne yalan söyleyeyim en şaşırdığım, dehşete kapıldığım, en merak ettiğim dedikoduları hep onlardan duymuşum. Yani kız arkadaşlarım yanlarında çok masum kalır. Ama nedense bu dedikodu olayı hep kadınlara malolur. Kusura bakmayın beyler, biraz düşününce Aybüke’ye hak vermedim dersem yalan olur.
YAŞASIN KEDİLER
Nurgül Yeşilçay, oturduğu sitede kedileri beslediği için yönetimle ve sitede oturanlarla ters düşmüş. Yok efendim Nurgül’ün mama verdiği kediler çok miyavlıyorlarmış. Ah sevgili Nurgül, bu hayvan düşmanları inan sadece senin sitende değil. Her yerde. Dünya sadece kendilerine ait sanıyorlar maalesef. 2 sene önce ben de kendi mahallemde kedilere mama veriyorum diye neredeyse canımdan oluyordum.
Yine de kötülüğe inat sokaktaki canlar için mücadeleye devam. Ne olursa olsun er ya da geç iyilik kazanacak. Keşke okullarda deslerde daha geniş ve uygulamalı olarak yer verilse hayvan ve doğayı sevmenin, korumanın önemine.
