Verda Özer Demek ki değişim mümkün!
HABERİ PAYLAŞ

Demek ki değişim mümkün!

Sürekli ‘sürdürülebilirlik’ deyip duruyoruz. Dünya nasıl sürebilir, oturup kalkıp bunu konuşuyoruz. Ortaya bir sürü idealist, mükemmel görünen çözümler atıyoruz. Oysaki şunu unutuyoruz: Bir tıkla anında her şeye ulaşmaya hazır olan bizler artık bu noktadan sonra filmi geriye saramayız. Tüketim alışkanlıklarımızdan hemen vazgeçemeyiz. Bunun için çok geç kaldık. Yeni bir düzende, çılgın bir tüketim çağındayız ve bu gerçeği istesek de kısa zamanda değiştiremeyiz. Mesela tekstil sektörünü ele alalım. Tekstil ve hazır giyim perakendesi dünyanın en büyük sektörlerinden biri. Bugün küresel olarak giysi endüstrisi 2.4 trilyon dolarlık bir hacme sahip. Dünya çapında yılda 80-150 milyar arasında giysi üretiliyor. Yani hunharca dönen bir tüketim çarkı var!

Haberin Devamı

İKİNCİ EL KULLANIMI

Peki o zaman ne yapabiliriz? 1’incisi; çevreye verdiğimiz zararı en aza indirgeyebiliriz. Bunun için geride bıraktığımız atıkları geri dönüştürüp yeniden kullanabiliriz. 2’ncisi; dayanıklı ürünlere öncelik verebiliriz, ki satın aldıklarımız daha uzun ömürlü olsun ve böylelikle alışveriş ihtiyacımız azalsın. 3’üncüsü; ikinci el kullanım, kiralama ve yeniden satış gibi döngüsel çözümleri hızla arttırabiliriz. Çok şükür ki bu 3 çözümü de hayata geçirerek ülkemizde moda endüstrisini dönüştürmeye başlamış bir markamız var. Tekstil sektörünün öncülerinden olan Koton, elini taşın altına koymuş ve kendisiyle birlikte diğer aktörleri de sürükleyerek derinden bir dönüşüm başlatmış bile.

FOSİL YAKIT ANA SORUN

30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde Dubai kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28’e Türkiye’den katılan ilk ve tek moda markası olan Koton’un Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Gülden Yılmaz, kendini sektörü dönüştürmeye adamış, ‘sürdürülebilir bir dünya’ fikrini kalbinde hisseden ve maddi-manevi tüm sermayesini “sürdürülebilir tekstil” için kullanan bir kadın girişimci. “Her şeyden önce; moda endüstrisi fosil yakıtlara aşırı bağımlı. Giysilerin üretiminde kullanılan büyük miktardaki kömür ve gazın dışında, kıyafetlerin yüzde 50’den fazlası petrolden elde edilen polyesterden yapılıyor” diyerek önce büyük resmi çiziyor. Şu an gelirlerinin yüzde 25’inin sürdürülebilir ürünlerden geldiğini söylüyor. 2040’a kadar da ‘Karbon Nötr’ (atmosfere saldığınız karbondioksite eşdeğer miktarda karbondioksiti başka yollarla dengelemek) olma hedefine kitlenmişler. Peki ama nasıl?

Haberin Devamı

Demek ki değişim mümkün

İYİ PAMUK

Tekstilin temel hammaddelerinden olan pamuğun da iyisi ve kötüsü var. Toprağa ve çevreye daha az zarar vererek pamuk üretilmesi için kurulmuş olan ‘Better Cotton’ (Daha İyi Pamuk) inisiyatifine Türkiye’den ilk üye olan Koton, bu yola diğer Türk markalarını da peşinden sürüklemiş. “Bu programa dâhil olduktan sonra pamuk içeren ürünlerimizin yüzde 25’i Better Cotton’dan gelmeye başladı. Bu sayede 1.4 milyon metreküp su tasarrufu sağladık. Yaklaşık 1 tona yakın daha az kimyasal kullanmış olduk. 2025 hedefimiz bu oranı yüzde 50’ye çıkarmak” diyor Gülden Yılmaz. Doğrudan atıkları azaltmak da markanın bir diğer kullandığı çözüm. 2026’ya kadar tek kullanımlık plastik oranını yüzde 50 azaltmak, geri dönüştürülmüş ambalaj kullanımını da yüzde 50 arttırmak hedefleri.

Haberin Devamı

Demek ki değişim mümkün

GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ HAMMADDE

Geri dönüştürülmüş hammaddeler ise Koton’un en çok üzerinde durduğu yöntem. “Kullandığımız her şeyi ve kullanmadığımız her şeyi (kumaş kırpıntıları vs.) dönüştürmeyi becermeliyiz. Kurduğumuz Ar-Ge merkezimizde tekstil alanındaki yeni teknolojileri araştırıyor ve çevre dostu hammaddelerin üretim tekniklerinin neredeyse tamamını kullanıyoruz” diyor Gülden Yılmaz. Su tasarruflu ecovera viskonlu kumaşlardan, pet şişelerden geri dönüştürülen polyester ipliklere kadar çok geniş bir yelpaze mevcut. Ancak Koton sadece malzemede değil; boyamadan yıkama tekniklerine, üretimde her aşamada olabildiğince ‘sürdürülebilir üretim’ yapıyor. Bu kapsamda ‘Yaşama Saygı’ ürünlerinin ciro içindeki payını her yıl yüzde 10 arttırmayı amaçlıyorlar.

SUYA SAYGI!

Milli sporcumuz, serbest dalgıç ve dünya rekortmeni Şahika Ercümen’in yüzü olduğu “Suya Saygı” koleksiyonu ise Koton’un bu vizyonunun en önemli parçalarından. “Yaşam kaynağımız olan suyumuz tehdit altında. Ülkemiz su kıtlığı çeken ülke statüsüne yaklaşıyor. Suyumuzu acilen korumak zorundayız. Moda sektörü ise su kullanımının en yüksek olduğu 2’nci endüstri” diyor Gülden Yılmaz. Bu yüzden suyu kontrollü kullanarak sadece 4 sezonda tam 160 milyon 530 bin litre su tasarrufu sağlamışlar.

Demek ki değişim mümkün

TOPYEKÛN MÜCADELE

Gülden Yılmaz, dönüşümün ancak topyekûn bir mücadele ile gelebileceğini özellikle vurguluyor. “Devletlere düşen piyasa gerçeklerine göre regülasyonları hazırlamak. Ulusal bir politika-yaklaşım inşa etmek. Türkiye’nin en büyük pazarı olan Avrupa Birliği’ne uyum için de bu gerekli. Bunun yanında devletin bilinçlendirme çalışmalarına tüm iletişim kanallarını ve eğitim müfredatını kullanarak ağırlık vermesi gerekir. Özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek birlikleri de işin içinde olmalı. Tüketicinin ise bilinçlenip seçimlerini doğadan yana yapmaya başlaması elzem” diyerek özetliyor. Çok doğru söylüyor. Zincirdeki her halkanın, zincirin parçası olduğunu anlaması gerekiyor. Bize zinciri hatırlatanlara sonsuz teşekkürler.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder