Bir hamburger menüsünden bile daha tuzlu olduğuna inanamayacağınız 8 gıda

Tuzun sağlığa ne kadar zararlı olduğunu bilmeyen yoktur artık. Peki ama madem öyle, konu sadece yemeklere sonradan tuzlukla eklediklerimiz değil. Hepimiz masalarımızdan tuzlukları kaldırmaya çalışıyoruz ama bir de içinde ne kadar tuz olduğunu bilmediklerimiz var. İşte bu gizli tuz kaynakları bizi gafil avlıyor. Tuz tüketimine dikkat etmedikçe tartıda eksilere düşmüyor, hatta artıları görüyoruz. Çünkü tuz, vücudun su toplamasına neden olarak ödemin birinci nedeni haline geliyor. Dünya Sağlık Örgütü günde en fazla 5 gr, yani 1 silme tatlı kaşığı tuz tüketilmesini öneriyor. Ancak ülkemizde tuz tüketimi bu miktarın oldukça üzerindedir, çünkü sodyum sadece tuz içinde değil, birçok yiyeceğin doğal yapısında bulunan bir mineraldir. Doğal besinlerde sodyum az miktarlarda bulunur. En çok sodyum bulunan besinler; yeşil yapraklı sebzeler, süt, et ve yumurtadır. Tuzlu yiyecekler yediğinizde damarlarınızdaki kan miktarı artar ve bu durum kan basıncınızın artmasına neden olur. Kan basıncı arttığında kalp hastalıkları ve kalp krizi riski artar. Hazır makarna sosları yemek yaparken en büyük yardımcımız. Çünkü onları sadece hızlı makarnalarımızda değil, sandviçlerimizde de kullanıyoruz. Özellikle pesto, genelde elimizin altında. Ancak sıradan bir hazır pesto sosun 47.5 gr'ında 1.57 gram tuz bulunuyor. Toz şeklinde olanı var, kalıp şeklinde olanı var, jel şeklinde olanları da çıktı... Bu ürünleri yemekleri biraz olsun daha fazla lezzetlendirsin diye kullanıyoruz ancak içerdikleri tuz oranı hakkında hiçbir fikrimiz yok. 28 gramlık bir bulyon, piştiği zaman 1 gr tuz ortaya çıkarır. Bu hafta yapacağınız yemeklerin malzeme listelerinden bulyonu çıkarmaya davet ediyoruz. Birçok peynir çeşidi, tuz içeriği nedeniyle yüksek sodyum miktarına sahiptir. En masum sandığımız peynirler sürpriz şekilde sandığımızdan çok daha fazla tuz içerir. İşin kötü yanı Türk milleti olarak peynire çok düşkünüz. Kahvaltılarda, sandviçlerde, makarnalarda ve fırın yemeklerinde peynir olmazsa olmazımız. Bisküvilerin ve keklerin de gizli tuz kaynakları olduğunu biliyor muydunuz? Bazı ekmekler ve kahvaltılık gevrekler de hiç zannetmeyeceğiniz kadar tuz içeriyor. Bu nedenle bisküvi ve kek gibi ürünlerin etiketlerini okumayı alışkanlık haline getirmekte yarar var. Suşi ülkemizde hem pahalı olması hem de çok bulunmaması nedeniyle sağlıklı bir seçenek gibi görünse de durum pek de öyle değil. Ancak, soya sosu suşinin olmazsa olmaz 'yancısı'. Soya sosu ise çiğken oldukça tuzlu, piştikten sonra ise daha da tuzlu bir hale geliyor. Salam, jambon, pastırma, sucuk, sosis gibi şarküteri ürünleri de yüksek miktarda sodyum içerirler. Evet, biliyoruz. Pizzaların, sandviçlerin, kahvaltıların, alkol masalarının vazgeçilmezi bu işlenmiş et ürünleri. Ancak raf ömürlerini uzatmanın ve lezzet katmanın en ucuz yolu da bu ürünleri olabildiğince tuzlu yapmaktan geçiyor. Özellikle öğle yemekleri ve kahvaltılar için mükemmel bir alternatif. Hele de aceleniz varsa. Kahveyle, çayla, meyve suyuyla her şeyle uyumlu. Ancak dışarıdan alınan sandviçler, bırakın peyniri ve işlenmiş eti ekmeklerinde bile çok tuz barındırır. İçeriğindeki her malzeme ise başka bir tuz kaynağı demek. Yemeğe ilave edilen ya da yanında tercih edilen turşu, zeytin, ketçap, soya sosu veya karışım olarak hazırlanmış paketli lezzet vericiler gibi sos ve çeşniler genellikle yüksek sodyum içeriğine sahiptir. Bu nedenle bu tip ürünlerde mümkünse düşük sodyumlu olanları tercih edin veya hiç tercih etmemeye gayret edin.