Yumurta fırlatmak demokratik tepki mi?

Gençlerin tepkiselliği birçok koşulda anlaşılabilir ve hoş görülebilir. Üniversite ortamı farklıdır, insanlar daha enerjik ve daha sabırsızdır. Muhatap alınmak isterler. Bugün makam-unvan sahibi olan insanlar, üniversite yıllarında bambaşka hedefler ve söylemler peşindeydi. Bu nedenle üniversitelilere “oturun ve uslu çocuk olun” diyecek halimiz yok.


Egemen Bağış

Okuduğumuz yıllarda polisin üniversiteden uzak olması için mücadele ettik. Üniversiteler, insanların düşünce ve söylemlerinden ötürü baskı görmeyeceği, hür ortamlar olmalıdır. Demokratik tepkiyi ortaya koymanın birçok yolu var. İstediğinizi yazın, istediğinizi söyleyin, istiyorsanız dersleri boykot edin, hocalarla mücadele edin. Bunların hepsi üniversite doğasına uygun. Ancak görüşlerini sizinle paylaşmak, sizinle konuşmak üzere fakültenize gelen bir insana neden fiziksel saldırıda bulunuyorsunuz?

[[HAFTAYA]]

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, bir kez daha üniversiteli gençlerin yumurtalı saldırısına hedef oldu. Yumurtalardan biri Bağış’ın gözüne isabet etti. Yumurta gibi basit ve tehlikesiz görünen bir şey, Bağış’ın gözünün ömür boyu kör kalmasına neden olabilirdi! Bağış’ın tek kabahati, görüşlerine katılmadığınız ya da iktidarda olmasını istemediğiniz AK Parti hükümetinin bir temsilcisi olması mı? Egemen Bağış ne yapıyor? Gece gündüz demeden, haftanın 7 günü dünyaya Türkiye’yi anlatıyor. Türkiye’nin uğradığı haksızlıklara karşı dişe diş mücadele veriyor. Daha çok yatırımcı gelmesi, daha çok istihdam yaratılması için uğraşıyor.

Türkiye’nin yaşam standartlarının AB seviyesinde olması için mücadele veriyor. “Bunlardan bana ne kardeşim!” diyebilirsiniz. Görüşlerini beğenmiyorsanız, demokratik yolla protesto edin, istemiyorsanız konuştuğu salona gitmeyin; basın açıklaması yapın, pankart taşıyın, sesinizi yükseltin, sosyal medyadan mesajınızı verin. Kendinizi ifade edebilmenin binbir yolu var. Yumurta fırlatmak yaratıcı ve sempatik olmadığı gibi, fiziksel bir saldırının ötesine geçemiyor. Yumurta fırlatma olayına siyasi farklılıkları bir kenara iterek yaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Umut Oran’ı da kutluyorum. Bu olayın ardından, Twitter’da “Ege Üniversitesi’nde Egemen Bağış’a yapılan saldırıyı kınıyorum. Düşünce özürlüğüne evet, saygısızlığa hayır” diyerek tavrını paylaştı.

Bakan Yıldırım, benim yanımda kimi aradı?

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile yaptığım röportaj çok ses getirdi. Bakan’la sohbetimizin geniş özetini dünkü POSTA Gazetesi’nde okurlarımızla paylaştım. Fakat dün yazmadığım bir detayı aktarmak istiyorum. Binali Yıldırım, kendi sorumluluk alanına giren konularda yaşanan aksaklıkları ertelemeden, hemen düzeltmesiyle tanınır.



Binali Yıldırım

Başarısı bir oranda bu özelliğinden geliyor. Çok tanık oldum: Konusuyla ilgili bir şikâyet geldiğinde hiç itiraz etmeden, tepki göstermeden hemen not alıyor ve bekletmeden, anında ilgili kişiyi arayarak konuyu çözmeye çalışıyor. Bakan’la görüşmeye gitmeden önce gerek sosyal medyadan gerekse okurlarımızdan Devlet Demiryolları hizmetleriyle ilgili çok fazla öneri ve şikâyet aldım.

Bunların bir bölümü TCDD’nin internet sitesiyle ilgiliydi. Nitekim sohbetimizde Devlet Demiryolları’nın internet sitesinden bilet almanın zorluğu gündeme gelince Bakan, benim yanımda TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ı aradı ve ‘sistemin vakit kaybedilmeksizin modernize edilmesi’ talimatını verdi. Karaman da derhal çalışma başlatıp siteyi daha kullanışlı hale getireceklerini söyledi.

Binali Yıldırım, “DDY’nin Türkiye’de internet üzerinden bilet satma işine ilk giren kurumlardan biri olduğunu; fakat teknolojilerin yenilenmediğini” söyledi. Türkiye geçmişte “Sekreter not alsın, danışman takip etsin.” kafasıyla yıllarını heba ettiği için Binali Yıldırım’ın yaptığı şeyi çok önemsiyorum.