Tamer Heper Kısa yolu yok
HABERİ PAYLAŞ

Kısa yolu yok

Evimi 2011’de bir tanıdığın isteği üzerine bir aileye kiraya verdim ancak kiracı hiçbir zaman hakkettiğim kira zammını yapmadı. Ben de bir emekliyim ve şimdi kiracıma çocuğuma yaşadığımız şehirde ev almak için bu evi satacağımı, anlaşırsak kendisine satabileceğimi aksi halde dört ay sonra çıkmasını söyledim, hiçbirine uymadı. Şimdi 2022 yılında kendisine tahliye davası açtık, duruşmalar yapıldı ve en son duruşma Ocak 2024’e kaldı. Bu tarihte de biteceği kesin değil. Bu gibi durumlarda bu işlerin uzamaması ve mağdur olmamamız için tavsiyeniz ne olacaktır? O.Z.

Haberin Devamı

****

Okuyucumun mektubundan köşemi takip ettiğini anlıyorum. Bu girişi şunun için yaptım: Yazılarımda açıkça görüldüğü üzere bir tahliye davası söz konusu olduğunda bu işin çabuğu, acelesi yok. Tahliye davası, davayı açmakta ne kadar haklı olursanız olun en az iki sene sürecek. Okuyucumun davasının zaten bugünden iki sene süreceği görülüyor.

Dava 2022’de açılmış, önümüzdeki duruşma 2024’e kalmış, oldu mu iki sene? Diyelim ki dava o celse bitti, bunun istinafı var. O da en az bir buçuk sene, oldu mu üç buçuk sene. Zaten kiracı da bunun böyle olacağını bir yerlerden öğrenmiş ki rahatına bakıyor. Hatta biraz da güvendiği bir husus var. Mesela evi satacağınızı söylediniz ya, şayet bunu ispatlarsa davanız reddolunur. Çünkü evin satışı nedeni tahliye sebebi değil.

****

Peki bu kabul edilebilir bir durum mu? Bu durumun yaşanmaması gerekir ama bugünlerde kira tespiti ve tahliye davalarından mahkemeler dosya koyacak yer bulamıyor. Sebebi, inanılmaz bir kira artış ortamı var ama mesken kiraları yine yüzde 25 ile sınırlandırıldı. Yüzde 25’lik zam rayicin çok altında kaldığı için de mal sahipleri tahliye yoluna başvuruyor ama o da anlattığım gibi kolay değil.

Bu durumda da kabul edilmeyecek başka ihtilaflar karşımıza çıkıyor. Okuyucuma daha kolay, daha kısa bir yol tavsiye etme imkanım yok. Meselenin çözümü ise yasaklama kararları ile olmuyor, ekonomi kuralları ile oluyor. Yani arzı arttırmak. Bu nasıl olur? Ya inşaatları artıracaksınız, ya da nüfusu azaltıp talebi düşüreceksiniz. İstanbul gibi bir şehirde bina yapmak değil, nüfusu makul seviyede tutmakla olabilir. Bu da İstanbul dışını cazip hale getirmekle mümkündür yani artık İstanbul’un taşı toprağı altın değildir. Bunu anlatsak olur.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder