Yazgülü Aldoğan Asıl kıyamet Silivri'de kopuyor!
HABERİ PAYLAŞ

Asıl kıyamet Silivri'de kopuyor!

Kıyamet kopacak diye 21 Aralık’a mücadele gözünü dikmiş olanlar Şirince’ye giderken asıl kıyamet bugün Silivri’de kopacağı için bir grup insan orada olacak! Kıyamet deyince ne geliyor aklınıza? Dünya başımıza mı yıkılacak, yaşanmaz bir hal mi olacak, boğulacak mıyız? Tıpkı aydınlara, muhaliflere yaşatılan bugünün Türkiye’si! Hukuk yok, adalet yok, özgürlük yok. Ağzını açan özel yetkili mahkemede buluyor kendini. Karşısında da tecavüz, cinayet gibi suçlardan sabıkalı bir gizli tanık, kurulmuş bebek gibi ötüyor! İtiraz eden sanığa söz hakkı yok, öğretilmiş tanıklar istedikleri kadar konuşuyor. Deliller dijital, düzmece.

Haberin Devamı

Cezalar hazırdır!

Yarın bu tuhaf duruşmaların sonuncusu var Silivri’de. Varlığı ıspat edilemeyen örgütün, birbiriyle alakasız örgüt üyeleri, gazeteciler, akademisyenler, hocalar, doktorlar, genelkurmay başkanlığı bile yapmış subaylar ve hatta aralarına özenle yerleştirilmiş katiller, bir arada örgüt üyesi olup yapmadıkları birşeylerden ötürü suçlanacaklar ve muhtemelen çok ağır cezalara çarptırılacaklar! Amaç adalet değil çünkü. Amaç intikam almak, rehin alıp korkutmak, geride kalanlara gözdağı vermek. Şimdi bir de “dine hakaret etti” davaları çıktı.

[[HAFTAYA]]

Fazıl Say’dan sonra Mor Çatı’nın Başkanı Av. Canan Arın’a da çocuk gelinlerle ilgili yaptığı bir meslek içi eğitim seminerinde anlattıklarından ötürü dava açılıyormuş. Televizyon dizileri yayından kaldırılıyor. Plastik mankenler müstehcen diye kapatılıyor, öğrencilere örtünme baskısı yapılıyor. Şehirde yaşayanlara hiç sorulmadan en büyük meydanlar kazılıyor, tüneller yapılıyor! İtiraz yok, protesto yok... Sus, konuşma, razı ol. AVM’ye git, alışveriş yap, bir TOKİ konutu edin, tez elden bir de eşarp satın al. Yakında zorunlu olacak!

Yeni dünyaya ayak uydurmak için!

“Kırk yaş üstü grup, teknoloji çağının göçmen kuşağıdır. Onlar bu dünyaya sonradan geldiler ve elbet göçmenlerin yaşadığı sıkıntıları yaşıyorlar.” Zihnimde ciddi bir pencere açan bu saptamayı Fatoş Karahasan’ın düzenleyip yönettiği bir seminerde dinledim! Gençler içine doğdular ama bir çoğumuzun göçmen olduğu bu dünyayı, internet ve hızlı iletişim çağını, sosyal ağları yazan, konuşan, konuşturan, bu dünyaya adapte olmamız için uğraşan bir akademisyen Fatoş Karahasan. İleriyi gören biri, akıllı kadın vesselam.

Haberin Devamı

İnternet çağı

Dünyada 7 milyar cep telefonu, 2.1 milyarı aşkın internet kullanıcısı var ama bunun farkında olmayanlar da var. Fatoş ise kitabının kapağına QRReader koymuş, cep telefonunu üstüne tutunca kitapla ilgili bilgileri alıveriyorsunuz! Yeni yaşam yerimiz olan bu vahşi ormanda başarının sırrı PAZARLAMA’da. Malınızı da pazarlamanız gerek, kendinizi de! Pazarlama ise artık dijital dünyada, internette!Fatoş Karahasan’ın kitabı “Taşlar Yerinden Oynarken” akademik bir kitap olmakla birlikte sadece üniversite öğrencilerinin başucu kitabı olmaktan öte, bütün pazarlamacıların, marka yöneticilerinin, kısacası sesini duyurmak, var olmayı öğrenmek isteyen herkesin elinin altında olması gereken bir yol haritası.

Üstelik sadece kuralları koymak ve anlatmakla kalmıyor, Faruk Eczacıbaşı’ndan Serdar Erener’e, Tolga Tatari’den Emre Sayın’a bu dünyanın en önemli isimlerinin deneyimlerini de aktarıyor. Doğan Kitap’tan çıkan kitap kalın ama gözünüz korkmasın, sadece size lazım olan yerini de okuyabilirsiniz icabında? Başlayınca da bitiyor.

Haberin Devamı

Hadi uğur getirsin bari

Kıyamet günü kadar kıyamet kopartan bir başka gün ise 90 yılda bir gerçekleşen rastlantıydı: 12.12.2012, saat 12.12! Böyle şeylere inanan bir çok insan var. Hayatta biraz da sevimli, naif etkinlik lazım nefes almak için, yoksa boğulacağız. İnsanların evlenmek için bu tarihi seçmelerini bunun için gayet doğal karşılıyorum da kurumların işi bu kadar ciddiye alacağını kırk yıl düşünsem akıl etmezdim! Koskoca Başbakanımız yanına da yöneticilerini dizip voleybol salonunda canlı yayında, dijital bağlantılarla 112 DEV ESER açtı!

Toplu açılış merasiminin hayırlara vesile olmasını dilerken bu cinliğin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun hangi danışmanından çıktığını merak etmedim değil. Bağcılar Belediyesi ise bir toplu nikah organizasyonu yaparak İstanbul’un en yüksek binasının seyir terasında 31 çifti evlendirdi. Herkes mutlu, herkes heyecanlı. Benim de kitabım ve 20 yazarın katıldığı ortak bir kitaptaki öyküm, bu “uğurlu” günde raflarda yerini buldu! Hadi hayırlı olsun!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder